19.07.2012

Değer

İnsanlara özgü müdür yoksa sadece Türklerin kendine has özelliklerinden midir bilmem son gün son dakikada hatırlamak ve kıymete değere binmek. O ana kadar hiç görülmeyen,hissedilmeyen,unutulan değerler bir anda parlar ve ayrılamaz bütüne dönüştürülür. Ama o andan öncesi vardır. Dışlamış,unutulmuş,bir paçavra gibi kenara atılmış... Bazılarının nedeni vurdumduymazlıktan,bazılarının nedeni ise unutkanlıktan ama burada tek ortak payda unutulan şeyin yarın bir gün hatırlanılacak, uzun veya kısa süre unutulmayacak bir şey olduğudur.

Kıymetin ve değerinin o ana kadar verilmeyen kaybedince servetlere bedel olan değerlerin verilmesi çok ilginç değil mi ? Tabi konuya göre sınıflandırmak daha doğru olabilir. Çünkü empati yaparsak sadece Türklere özel bir durum olmadığını anlayabiliriz. Neyden bahsettiğim anlaşılmıyor ama sıkmadan söyleyeyim bari. Bu gün (daha doğrusu gece) yazıyı yazarken, en bariz özelliğimiz (benimde özelliğim )olan "değer vermek" geldi aklıma. O ana kadar sıfır olan bir kenarda duran süs muamelesi yaptığımız bir çok şeyin bir gün gelir değerinin anlaşıldığı ve kaybetmenin insana yaşatacağı acıları düşündükçe içten içe bunalımlara yol açacak o dışa vurulmuş sahiplenme duyguları.

İnsanlar hayatlarında bir çok şeye sahip olmak isterler araba,ev,iş,sevgili vs. Bunların arasında keyfi ihtiyaçlar olduğu gibi zorunlu ihtiyaçlarda vardır. Ama burada önemli olan keyfi ihtiyaçlardır. Çünkü diğeri istesek de istemesek de gözümüzün önünde olan ihtiyaçlardandır. Ya da buna araç desek daha yeridir. Elde edene kadar sahiplendiğimiz, elde ettikten sonra "peh buda neymiş,bunun için mi uğraştım ben" dediğimiz o anları çok yaşamışızdır. Onun için gözümüzü kararttığımız bir an olsun unutmadığımız, elde edince değersizleştirdiğimiz bir unsur,öge artık olmuştur bizim için. Tabi bunlar genelde eşya ve türü şeylerde geçerli, kedilere nankör deriz ama biz onlardan daha çok nankörlük ederiz bu konuda.

Azla değil hep çokla yetinmeyi severiz. En güzel özelliğimizde birini kaybettiğimizde onun ne kadar değerli biri olduğunu anladığımızdır. Bu özellik çok güzel özelliktir ki iki-üç hafta sürer. Kaybettiğimiz şeyle yatar,onla kalkarız. Ama sonra bir bakarız o değerli kişi(araç,oyuncak,insan vs.) gene değersizleşmiş , böylece o da tarihi gömülmüştür. Kızlarda aynı mıdır(genelde aynıdır) bilmem ama erkeklerin çoğunluğunda bir kızı elde etme ve elde ettikten sonra, ondan ayrılma fikriyle hareket eder ki, en çok övündükleri noktadır.Kızlarda da genelde bunu deneyim olarak tanımlar. Elde edene kadar ondan başkası yoktur. Her şey göze alınır, elde ettikten sonra ise yanında duran bir süse dönüşür. Değerler kaybolur elde edilenden şikayet edilir. Aslında neden bellidir.

Elde edilecek yeni bir şey bulunmuştur ve fazlalıklardan kurtulunmalıdır. Daha sonra tabi bunun geri dönüşümü daha kötü olur "pişmanlık". En öldürücü,içi kemiren,can yakan bir durumdur. Çünkü daha önce elde ettiği,elde ettikten sonra eşyalaştırdığı şeyi kendi eliyle atmış kurtulmuş yeni yelkenlere adım atmıştır. Fakat her zaman fazlasını istediği için her zaman pişman olmuş, geri dönmek istemiş ama geri döndüğünde ise kendisi bir çöp kadar "değersizleşmiştir".

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.

Reklam