22.08.2012

Kısa Dipnot-6: Platonik

Sevmenin en acı olan türü platonik olanıdır. Diğer bir tanımla tek taraflı fantastik düşünce olanı. Bir anda çıkar  karşına hiç anlamadan dinlemeden. Hiç soramaz sana "girebilir miyim kalbinizden içeri?". Patavatsızca açar kapıyı ve içeri girer. An itibariyle kendini birine ait hissedersin, o güne kadar bilmediğin görmediğin şeyleri keşfedersin.

İnsan  bedeninde varlığı olan ama kendisinin bir türlü keşfedemediği terk edilmiş yada hiç uğranmamış tozlu rafları vardır. Platonik ilişki insanın bu tozlu raflara uğramasını sağlar. Aslında verem hastalığıyla eş değerdir. Çünkü sevmek denen eylem karşılıklı olmalıdır. Tek taraflı olursa bunun manası senden öteye gitmez. Hani gitmişsin cansız bir varlığa(ağaca) aşık olmuşsunuz faklı bir şey değildir. Sevgide ve aşkta paylaşarak oluşan bir eylem olduğu için burada tek taraflı paylaşmadan söz edemeyiz. Yani senin duyduğun his sadece rüyadan başka bir şey değildir.

Herkesin çocukluk döneminde olsun,ergenlik döneminde olsun ya da büyüyüp adam olsun (kız ya da erkek olsun) platonik aşk yaşamıştır.Tabi bunu en doruk yaşayandan tutun,ümidini baştan kesip sadece avunarak yaşayanlar şekilde türleri vardır. İlk önce biri çıkar karşına. Kadraj ayaktan başlayarak yukarıya yavaşça ilerler. Sonra yüz kısmına gelir ve gözlere geldi mi orada durur. O andan itibaren etrafındaki her şey donar. Ve yavaşça karşındaki kişi ve sen dışında her şey kararır. Bir boşluktasın ve yanında (karşında) sadece o vardır. Ama bunu sadece sen yaşarsın. O suratına bakar ya da bakmaz çeker gider.

Bu andan itibaren insanın hayal evreni ve kendi zihin gücü kendini egemen kılar. Sabah akşam, iş olsun,televizyon başı olsun  düşün babam düşün. Aklında çıkarmaya çalışırsın ama zihnin sana o seni kalbinden vuran "gözleri" gösterir. Sonra "ee biraz daha düşüneyim sonra unuturum" dersin. Ama alev daha da körüklenir. İlk günlerdeki hayaller daha bir resmidir. Hani yaklaşmadığın kişiye hayallerinde ağır ve maço vari bir şekilde yanaşırsın. O gözüne bakmayı bile düşünmeyen kişi hayallerinde daha ilk anda kölen olur. İyi anlaşırsın hayalide onunla. Belki de hayatında kurmadığın,yazamayacağın senaryolar yazarsın onunla. Hep birliktesinizdir. O seni düşünür sen onu.

Aslında buradaki olay şudur. Eğer aşık olduğun kişiyi tanıyorsan hayalindeki bayan/erkek kahraman biraz daha gerçekçi olur. Ama eğer tanımıyorsan işte o zaman aslında var olmayan, senin zihninde o yakışıklı,güzel vücuduna hayran olacak standart sana aşık olacak insan tipini,sevdiğin kişiye oturtursun. Platonik aşkların çoğunda sorun şu: "çekingen bireyler" ya da "güvensiz bireyler". Aslında hayallerinde o seni seviyordur. Ama gerçekle yüzleşince bu öyle değildir. "Acaba" soruları ile cebelleşirsin.

Sürekli onunla nasıl iletişime geçebilirim diye düşünürsün. Yollar,yöntemler araştırırsın. Bazen bulursun,bazen bulamazsın. Ama bunları yaparken o kadar zaman kaybedersin ki günün birinde sokağı dönüp karşında gene onu gördüğünde, onun sana bir süprizi olur: " Seni biriyle tanıştırayım sevgilim"...

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.

Reklam