12.09.2012

Kısa Dipnot-8: Kalbimin Derinlikleri

Hiç yeri ve zamanı yokken birinin hayatına girmek. Onun hayatının bir parçası olmaya çalışmak. Hem kendin,hem o olmak. Belki biraz kendi hayatından çalmak,birazda ondan... Yapmacıklıktan uzak gerçekliği bulmak. Yalanları kapının dışında bırakmak,gerçek insan siluetine girmek. Hayatında bir gün olsun insan olduğunu anlamak. "Neden?" dediğinde biri sana, "görmüyor musun işte neden diyebildiğin biri".

İnsan ortalama 80 yıllık hayatında,hayatının her aşamasında sevdiğini sanır. Hep sevgi arar, arayışı hep "o" üzerinedir. Hayalini kurduğu ama kelimelere,cümlelere geldiğinde tarif edemediği,dökemediği insandır.Kusmak isteyip de kusamadığı kişidir o.  Hani sorarlar ya sevgini üç kelime ile açıkla "bir sen bir ben bir de bebek"... Mantıksız oldu ama yapılan tarifte bu kadar yavan,sıradan ve alakasızdır.

Arayış her dönemdedir. Çocukluk,gençlik belki de yaşlılık döneminde. Bu arayışlar sırasında belki de o tarife uyan biriyle hayatını birleştirir. Ama benim düşüncem insanın zihninde yer alan eşsiz ve benzersiz hanfenedi/beyfendi dünyada yoktur. Çünkü orada yarattığı yeni bir insan vardır. Ama insanın birini yaratma yetisi yoktur. Olması da saçma olur. Zaten arayış peşine düşen ve hala hayatına birini sokmayanların genel nedeni de budur "o"nu dünyada görememek. "O"nu göremeyen bazıları da olanla yetinir. Burada kafa dengi tanımı girer. İyi bir uyum ve ruhların kaynaşması. Ama insan her zaman kalbinin derinliklerinde o çizdiği resmi bulma ve onu elde etme çabası vardır ve var olacaktır.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.

Reklam