29.10.2013

Cumhuriyetimizin 90. Yılı Kutlu Olsun...

Bu millet başka milletlerin buyrukları altında hiçbir zaman kalmadı, bu Osmanlı dan beri böyle geldi, hatta daha da evvelinden. Çünkü bizim yaradılışımızda bir bağımsızlık vardı. Varlığımızın yegane nedeni budur ki, biz bağımsız bir milletiz ve bu bağımsızlığımız ilelebet payidar kalacaktır.

26.10.2013

Üçleme: Yerli

İnsan bir toprak üzerinde doğar, o toprak üzerinde emekler, o toprak üzerinde adımlarını atar. (Üçlemenin ilk yazısına bakabilirsiniz... ) O toprağın üzerinde düşer kalkar ve yürümeyi öğrenir. Yeri geldi o toprağın üzerine uzanır, yeri geldi o toprağın üzerinde yalın ayak dolaşır. Başka bir memlekete gidip geldiğinde aidiyetini göstermek için toprağını öper. Çok uzağa gittiğinde toprağından bir parça alır; elin vatanında sıkıldığı zaman çıkarır koklar, öper onu...

23.10.2013

Üçleme: Yabancı

Bir zamanlar ansızın, sen istemeden, istemediğin bir şekilde ayrılırsın vatanından; evin, işin arkadaşın, memleketin arkadadır. O arabanın arkada camından son kez bakar gibi bakmışsındır ona; ama nafile... Özür dilersin her gördüğün ağaçtan ama nafile... Artık gidiyorsundur ve ne onlar seni, ne de sen onları bir daha göremeyeceksindir. Bu kaçınılmaz veda çok yaralar açar ruhlarda...

19.10.2013

2000'lerde Genç Olmak: Çizgi Film

Doksanlarda gerçek çocukluk anlamında insanlık tarihinin son evresiydi. Çünkü o günden sonra gelen nesil bir bakıma "hazır emekçi" bir çocukluk oldu. Doksanlar ve öncesi döneme bakıldığında ise çocuk olmak emek istiyordu. Yaptığın her eylemin bir planı vardı. İmkanlar kısıtlı zaman dardı. Doksanlarda çocukluk; bir deterjan firmasnın sloganı gibiydi: "Kirlenmek güzeldir!"

15.10.2013

2013 Bumerang Ödüllerinde Bir "Atmaca"

Öncelikle bütün herkesin Kurban Bayramını kutlarım. Umarım ki bayramın anlam ve öneminin anlaşıldığı mübarek günler geçiririz. Kardeşliği hatırlar, paylaşmayı bir adet haline getiririz. Gelelim esas meseleye... Bundan önceki blog deneyimini saymazsak gerçek anlamada, azıcık profesyonellik anlamında ilk blogger deneyimimi bu blogum da yaşadım. Nerden, nereye geldiğimi, acılarımı, değerlendirmelerimi bu blogda yaşadım, yaşıyorum. ( Daha geliştirmem gereken şeyler var farkındayım.)

14.10.2013

Kaybedişe Ağıt...

İnsan doğar, büyür, yaşar ve ölür. Böyle bir paralel evreni vardır. Kaçınılmaz sonudur, "ölüm". Bunun ne zaman geleceği, nerede geleceği ve ne şekilde olacağı belli değildir. Belki 20'li yaşlarda iken, belki de 100 yaşında iken ama ölümün uğramayacağı, kapısını çalmayacağı insan evladı yoktur.

11.10.2013

6.10.2013

1.10.2013

Kayıp...

Her insanın ağlarla örülmüş bir hayatı vardır. Bu ağlar hep belirli standartlarda ve belirli kalitelerde. Yaşamın her evresinde, her döneminde örülmüş ağlara takılanlar uğraşırlar. Onların bıraktıkları, onların yıktıkları enkazlarla boğuşurlar. Bazen bu enkazın altında kalırız bazen de sağ salim kurtuluruz. Her giden ağı bozar; ağ bozulduğu zaman işleyişi ve konu değişir.

Reklam