8.10.2014

Acil!!!

Düne kadar yaptıklarınla yıprattın bu bedeni, belki de olması gerekenden fazla yordun. Ne için kıçı kırık servet için; hayat denen sonu belli bu düzlemde, kendince serveti, sahte güzellikleri kendine hedef belirledin. Şimdi ise yanına gelen bir dostun, ölüm tehdidi ile baş başasın...

Siren sesleri yükselmeye başlıyor, ilk başta normal gelen bu sesler seni almaya gelen dostun sana tanıdığı son nefes haklarının bir uzantısı olsa gerek. Başında dolanan kalabalığın sesi içinden anlamlandırdığın üç beş kelimden birisi "Yaşıyor mu?", "Nefes alıyor mu?" oluyor... Siren sesleri dahada yaklaşıyor, uzaktan bile acı feryat eden bu ses yakınlaştıkça korkunç bir çığlığın sesi, ölümün habercisi olur...

Sonunda bu çığlık sesleri susuyor ve kalabalık içersinde bir yankılı bir ses yükseliyor. "Çekilin, çekilin. Çekilin burdan, ...rahat bırakın..." Ne garip ki flu olan her şeyde sadece bir dost net, ve seni o kalabalığın arkasından gizlice izliyor, arada saatine bakarak...

Belli bir süre sonra çığlık sesi yeniden yükselmeye başlıyor, elini kulağına götürmek istiyorsun fakat artık o beden ruhunun istediklerini uygulamaz oluyor. Sadece gördüğün fluluklar ve sadece duyduğun anlamsız kalabalık sesleri seni yaşar kılıyor...

Bir anda o kalabalığın arkasındaki bir dost yanında belirir; yüzündeki anlamsız tebessüm ve gözündeki o sevinç parlaklığı. Yüzüne bakan ondan yaşama sevinci alır gibi bir hali vardır. Sadece sana bakar fakat konuşmaz, arada bir saatine bakar. O yanındayken sanki onu sadece sen görürsün zaten yanındaki kalabalığın çığlıktan ve kuru gürültüden başka bir varlığı da yoktur senin için...
Acil İconu
Öldükten sonra bir şey hatırlayacak olsan, hatırlayacağın şey ambulans sireninin çığlık sesleridir...
Bir dost yavaş yavaş bir şeyler mırıldanmaya başlar. Ritmi slow, yavaştır. Fakat o mırıldandığı şey ne kadar netleşmeye yükselmeye başlarsa, çığlık sesleri o kadar yükselmeye başlar... O kadar yükselir ki o sesler kulaklarını parçalamak, bir daha duymamayı istersin. Bir dostun mırıldanması bittiği anda çığlık sesleri de kesilmeye başlar ve arada zar zor seçebildiğin, "Yatırın! Hasta böyle alalım!.." seslerini yükselir.

Sonra çığlık sesleri senden uzaklaşmaya başlar, aynı anda kafandaki kuru gürültünün de sesi yavaş yavaş düşmeye sessizliğe doğru ilerlemeye başlarsın. Belli bir süre sonra karanlığın ve sessizliğin içinde o mırıldanma sesi yükselir, gözlerinde etrafında sesin kaynağını ararsın ama sadece siyah bir siluet ve elinde çıkaramadığın bir şey görürsün; belli bir süre sonra o sana yönelmeye başlar ve arka fonda saatin tik tok seslerini duyarsın, belli ki bir şeyler yolunda gitmiyor, artık o kazandığın dünyevi şeyleri ona sunarsın. Al ama beni rahat bırak, al ama ben biraz daha şeyler yaşayayım, al ama ben bugüne kadar varamadığım yaşamın keyfine varayım, al ama ama ama nafile olur yattığın o acil odasında...

14 yorum:

  1. İçim ürperdi..
    Dahası İnşaallah gerçekte yaşadığınız bir olaydan esinlenilmiş değildir İnşaallah..
    Ölümü az düşünür olduk.. oysa her an ensemizde, bizimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşadığım olayla bağlantılı ama tam değil, empatik bir yazı, yazın çekmeyi düşündüğüm bir senaryo var onla ilgili hazırlık yazıları diyebilirim. Kurgu-gerçek karışımı bir yazı diyim.
      Ölüm konusunda iki yıldır çok düşünüyorum, çünkü iki yıldır çok meşgul olduğum konu oldu kendileri belki iyi belki kötü...

      Sil
    2. Ölüm hayatın gerçeği.. o yüzden ne kadar uzak olsun desek bile yakın..
      o halde yolunuz açık olsun. ağlatacaksınız, belli oldu. :)

      Sil
    3. Ben bir iki senedir çok yakınen tanıdığım için o kadar yakın ki bize diyorum şimdi dua etsem geçmişimi kurtarabilir miyim diye?
      Senaryoyu yazabilirsem ve eğer imkanlar el verirse biraz ders niteliğinde bir film olacak ağlamalı düşünmüyorum, ama tabi duyguyu verebilirsek neden olmasın... :) Teşekkür ederim bir kez daha değerli yorumunuz için :)

      Sil
  2. ooo ilginç bir yazı. ve güzel kurgulamışsın. vakit varken bişiler yapmak lazım hayatı yakalamak dosta mutlulukla gitmek lazım di mi. tabi belki de ambulansa kadar bile vakit olmayabilir. ben hep gülerken ölmek istemişimdir. Hani şöyle pıt diye gideyim. Tabii epey bi yaşlı tonton teyze oliyim , torunlarımm olsun , güzel bir akşam yemeğinde hep birlikteyken şöyle kahkahaları basarken küt !
    herkes mutlu mutlu uğurlasın ne deli kadındı hep gülerdi, sonunda gülmekten öldü desinler hatta hep gülsünler ... hayal işteeeee ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cem Yılmaz'ın bir showunda anlattığı sahne aklıma gülerken pıt öldü. Allah dan dileğimdir dünyada belli şeyleri tamamladıktan, dünyanın maddiliğini anladıktan sonra yanına gitmek isterim. Dileğiniz çok güzel umarım yaratan size uzun uzun ömürler, mutlu mutlu hayatlar bağışlar... :))

      Sil
    2. doğru yaa cmylz de vardı di mi böyle bişi :) umarım sana da musmutlu bir hayat olsun ruh gelsin can gelsin neşe gelsin :)

      Sil
    3. Cmylmz de olsun ama temenniniz güzel herkes böyle bir şey ister zaten :))) Ruh konusunda gelir mi gelmez mi bilmem ama gelirse Ruhsuz Atmaca olmaz o yüzden şimdilik kalsın. Çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için varolun... :)

      Sil
  3. Yanıtlar
    1. Bu aralar durumum öyle oldu sonum hayrola... :))

      Sil
  4. Yanıtlar
    1. Az birazcık var ama bu ondan bağımsız alakası olmayan bir yazı :)))

      Sil
  5. Ölüm her zaman soğuktur yahu. Hele o acilin için ne kötü yaw . Etkileyici yazı olmuş hocam emeğine sağlık. Ürktüm ha :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ürkütmek için yazmadım aslında biraz farkındalık olsun :))) Teşekkür ederim varolasın...

      Sil

Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.

Reklam