11.10.2015

90'larda Çocuk Olmak: Oyuncaklar

Bazen çocuk kalmanın ne kadar güzel ve özel olduğunu düşünürüm saatlerce; hele ki şu menfur dönemde yaşanan saçma birçok olaylarda hiç uğruna giden canlara bakınca daha da iyi anlıyorum ve özlüyorum. Oysa ki çocukken derdimiz büyümek değil miydi?

Büyümek ve güzel bir hayat kurmak; küçükken aşk farklı yaşanıyordu tabi; mahallenin ya da sınıfın en güzel kızı bizim için hep cazip gelirdi. Bilmiyorum ama o hayallerdeki saflık her zaman güzeldi. O zaman neden büyümeyi istedi ki bu yargısız bedenler...

Bugün komik bir yazı yazmayı planlıyordum ama malumiyet ve mahrumiyet belli şeyleri engelledi, biraz da olsa çocukluğa dönmek için; uzun süredir yazmadığım 90'larda Çocuk Olmak ( 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 ) serisine bir bölüm katayım, hem de geçmişe biraz dönemli yat edelim dedim. Bugün yazımda aslında çocukken oynamak için kullandığımız eğlence/oyun araçlarından bahsedecem, hadi bakalım:

1- Sanal Bebek
Sanal bebek bir dönemin en popüler oyuncaklarından biriydi, kimimize analığı öğretti, kimimize babalığı. Hani bugünkü aslında telefon oyunlarının atası olmuş gibi bir şey diyebilirim. Yumurtadan ölüme kadar giden sanal bebeğimizi; yedirdiğimiz, içirdiğimiz, iğne yaptığımız bebeğimiz ile çokça ebeveyn bağlantısı kurmamıza yaramıştır. O dönem hatırlarım sanal bebeklerde birer bağımlılık tehlikesi olarak görülüyordu. Bağımlılık noktasında en büyük korku bebeğin ölmesiydi diye söyleyebilirim. Ben bugünkü "Konuşan Kedi Tom" uygulamasının sanal bebek tabanlı olduğunu düşünüyorum.
Sanal Bebek
Bebeğim, yavrum her şeyim... 

2- Gameboy/Atari
Bir dönemin boş vakit öldürücü aracıydı gameboy. Pixellerden yapılmış araba yarışımı dersin, uzun çubuğun gelmesi için sinirden beklediğimiz tetris oyunları mı dersin bizim için ciddi zaman öldürme araçlarıydı. Hatta daha sonra bunun kasetlisini ve renkli ekranlısını ürettiler orda da hatırlarım atari deki Gol 3 oyunu vardı hani şu balık şutu falan çektiğimiz fantastik oyun. Gameboy o dönemin cidden ucuz ve vazgeçilmez araçlarındandı.

Gameboy- Tetris
O uzun çubuk gelecek...
Atarilere gelince hatırlarım, tek sorunları adaptörleriydi. Tam oyuna yan yana ısınmışken aynı zamanda ısınan adaptörler bizim için engel kaynağıydı. Annemin "Yeter artık çok ısındı bak patlayacak!" ikazından sonra oyuna ara vermek zorunda kalırdık. Adaptör çabuk soğusun diye de yöntemlerimiz vardı. Bunlardan en net hatırladığım yöntem buzluğa koyma işlemiydi. Bak atariden bahsedince kasetlerim geldi aklıma, kasetler duruyor da bir atari bulmam lazım galiba. (Atari ile ilgili...)
Atari
Kol bozuktu...

3- Su Tabancası
Genellikle yaza girildiği zaman oynan ve kızlı-erkekli yaptığımız oyun türünün aracıydı, su tabancası. Mezun olacağımız zaman sınıfın bütünleştiği, vedaların zor geleceği dönem o birliğin kazanıldığı zaman ortak bir oyunun adıydı su oyunları. Ne bilelim o zaman küresel ısınma var, su sıkıntısı var; pazardan ya da 1 milyoncudan alınan tabancanın doldur deposuna suyu sık arkadaşlara. Bir de küçük balonlara su koyup yapılan türü var ama o da güzel fakat sonuçları su tabancası ile olandan kötüydü. Günümüzde de bu tip bir eğlence organizasyonları düzenleniyor ama geçmişin yerini tutmuyor be kardeşim.
Su Tabancası
Islanın, ıslatın...
4- Gazeteden Top
Belki de bizim çocukluğumuzun en önemli özelliğiydi fakirlik. Çünkü öyle hemen anadan babadan para alamıyordun. Belki de mahalle kültürünün getirdiği en büyük özellik buydu. Paraya ihtiyacın olduğunda bunu bir takım emek karşılığında alabiliyordun. O devirde de mahallede takılma olayı çok olduğu için bizim erkek insanlarının top oynama ihtiyacı vardı ve top cidden çok pahalıydı. 7 kişi bir danaya girebiliyor ama biz mahallede 7 kişi bir topa giremiyorduk. O zamanlarda işte top yapmak için iş eğitimi derslerinin verdiği bilgi ve pratiklerle gazeteleri, kağıtları top yaparak koli bandı ile yapıştırarak kendimizce top yapardık. Fakirliğin gözü kör olsun ama yaratıcılığı bol olsun...

Bugün böyle hatırlatıcı güzel bir yazı yazmak en iyisiydi; zamanla güncelliceğim bir yazı olacağını düşünüyorum, fikirleriniz, geçmişte yaptıklarınız varsa yorum yapmaktan çekinmeyin, umarım biraz da olsa keyif veren bir yazı olmuştur.
Sevgiyle Kalın...

49 yorum:

  1. küçükken en büyük zevkimdi atariyi babamla oynamak, böyle yorgun, sinirli, tahammülsüz olmadığı zamanlar gelip o da oynardı, pek bi severdim o zamanları.
    a biz su tabancası yerine direkt şişelerin kapaklarını deler öyle oynardık :)
    ama bir kız çocuğu olarak en güzeli çamurdan pasta yapmaktı, bir de çiçek yapraklarıyla falan süslerdim onları, ağaç yapraklarının içini çamurla doldurup sarma bile sarardık :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Atari çok can bir aletti lanet olsun bilgisayarların yayılımına :) Şişe olayını bizde yapardık ama işte o zamanlar bir milyoncular dönemi olduğu için ortaklaşa tabanca alıp oynardık. Bak çamurdan harikalar olayını unutmuşum, ablamla çok yapardık. :)) Ağaç dallarından küçük küçük hayvanlar yapardık, tam tanımlayamadım ama yapardık :))

      Sil
  2. Ah be kardeşim,belki de oğlum demeliyim.Beni öyle bir geriye götürdün ki acı şeyleri hatırlamaya sabitlenmiş hafızam her şeyi dün yaşamış gibi hatırlattı bana.Rahmetli oğlumun bütün heveslendiği,fakat babası diyaliz hastası olduğu için gerçekleştiremediğimiz bazı istekleri içimde uktedir.78 doğumluydu,o kadar az zamanı olduğunu bilseydim,kenarda köşede ne varsa satar alırdım.Zira 98 de öldü.Bir de uzunca içi boş bir naylon hortumun ucuna ,sertçe bir kağıttan yaptığı külahı üfleyerek her yerimize isabet ettirir,ya da terastan çeşitli yönlere çok güzel fırlatırdı.Bir gün arkadaşlarından mımçıka(yanlış yazıyor olabilirim) diye bir şey almış ve bayağı da mutlu olmuştu. Ben hala onun ne olduğunu ,neden o kadar neşelendiğini merak ederim.Üzmek için yazmadım,ama bana iyi geldi o günlere dönmek.Zira her tersliğe,geçim sıkıntısına rağmen gerçekten mutluyduk.Paylaşım için teşekkürler.Ece ablanız,belki de teyzeniz.Sevgilerimle oğlum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle oğlunuz için Allah rahmet eylesin, toprağı bol mekanı cennet olsun, Ece Abla. Aslında geçmişteki çocukluğu anlamlı yapan anlamsız olan şeylere verilen değerlerdi, herhalde bugünden ayrılan fark budur. Çünkü çok saçma şeyler için çok saçma çabalar harcadığımı bilirdim. Birde o zamanı anlamlı klan imakansızlıktı. Ama işte yaratıcılık burda devreye giriyordu. Umarım üzmemişimdir sizi; mınçıka gençlik döneminin asi gençliğin birazda güç aracıydı. Bunun dışında değerli yorumunuz için teşekkür ederim :)

      Sil
  3. Sanal bebek hakkında çok söz söyleyebilirim fakat öldüğünde çok ağladığımla yetineceğim. Onun dışında bizim evdeki atarinin tabancası hep bozuktu yahu. Yenisini alırdık ağlaya zırlaya o da birkaç gün içinde bozulurdu. Sorun bizde miydi yoksa herkesin ki mi öyleydi bilemiyorum. Çok güzel günlerdi keşke geri dönüp biraz daha yaşasak. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haha bence sanal bebek olayını biraz daha açabiliriz. Ya da sen bunu bir yazı ile açabilirsin. :) Atarinin tabancası genel olarak herkeste bozuktu çok kullandığımı oynadığımı hatırlamıyorum. :)

      Sil
  4. Amin kardeşim.Allah razı olsun.Yok öyle yoğun bir üzüntü değil, bir geriye bakış o kadar.Geçmişle yaşanmaz.Hatta hoşuma gitti,O günlere ufak da olsa bir yolculuk yaptım.Mutlu ve huzurlu günler dileklerimle.Cevap için teşekkürler.Ece ablan:)Milenka'cığıma da buradan selam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamdır o zaman geçmiş olayı aynı fala inanma ama falsız kalma olayı gibi bir şey olması güzel ama saplanması kötü. :)

      Sil
  5. Şu sanal bebeği okula giderken bile bıraķamazdım ölür diye :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman sende sanal bebeklere çocuğu muamelesi yapanlardansın :))

      Sil
  6. Ya ama ben sanal bebeği o kadar çok özlüyorum ki ilkokulda derste yazı yazarken uyutur kalemliğimin içine koyardım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ovvv senin olayda güzelmiş, anne şefkati küçüklükten başlamış :)

      Sil
  7. Gazeteden top yapmadım ama digerlerini dibine kadar kullandım, gameboyu çok kaybetmişligim var ama. Her seferinde yenisi alındı ama hevesim kaçtı. Atariyi hala özlüyorum ben ya. Kaset almama gerek yoktu, kuzenimden otlanıyordum. Sonra onu da bozdum. Elime ne geçtiyse haşatı çıkmış şimdi fark ettim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sende bir vahşilik varmış desene. :))

      Sil
    2. Vahşilik mi n'alaka ya?
      Hem şimdi kimin atarisi gameboyu vs. duruyor ki? Hepsi ya bozulmuş ya kırılmış ya uçurumdan filan yuvarlanmış vs vs olmuştur :p

      Sil
    3. Millet atari alamazken sen bozma eylemi içersindeymişsin. Değerini bilenler için duruyorlardır bahane üretmeyelim :) Bende çoğu var ama işte bir atari onuda durumu kötü olan birine vermiştik :)

      Sil
  8. hepsini yaptım, hepsini.

    Allah ım o atarili günler ne de güzeldi öyle :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakayım sırf nostalji yapmak için atari alıcam :) Kasetler duruyor zaten :)

      Sil
  9. Kuzenlerimle atari turnuvası yapardık. Şimdi sabahlara kadar bilgisayar oynayan çocuklar gibi gece saat ona kadar -küçüklüğün en geç saati:)- bi oyunu bitirmeye çalışırdık.

    Sanal bebekle başa çıkamayan bi benmişim herhalde :')

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Atari turnuvası, bizde arada yapardık ama genelde ataride hep bir kol bozuk olduğu için çok fazla yapabildiğimiz bir şey değild :)

      Sil
  10. benim ne sanal bebeğim oldu ne atarim nede tetrisim. bildiğin fakirdik la biz :D (ciddiyim)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Parantez içindeki uyarıyı ciddiye alıyorum o yüzden dalgaya vurmayacam olayı, bende zor bir süreç sonunda babamlarla bisiklet aldırmayıp atari aldırmıştım. :) Ama öyle pahalı bir şey değildi yaw :)

      Sil
    2. Bizde topu olan çocuğa uzaydan gelmiş muamelesi yapılırdı. Atarisi olan görsek ne yapardık bilemiyorum. Ama geriye bakınca özlüyor insan. Şimdi kolayca ulaşabiliyorsun bi çok şeye ama tadi, yüklediliğin bi duygu yok.

      Sil
    3. İmkansızlığın ve ulaşamamanın verdiği bir haz vardı o zaman. Belki işte lüksün olmaması bunu belirliyordu, şimdi çokça israf edebiliyoruz ama işte o zaman sırf bir hediye için karnemizi iyi getirmeye çalışırdık belki çocukluğu anlamlı kılan buydu, ne diyeyim :)

      Sil
  11. Benim hiiççç sanal bebeğim olmadı biliyor musun abiii :(
    Ama en sevdiğim atari 'ydi sanırım!!! :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanal bebek çok psikopatça bir şeydi zaten iyi olmuş, sen ki milyader senin nasıl sanal bebeğin olmadı :)

      Sil
    2. aaa iştee o zamanlar biz hep fakirdik böyle şeyler alamazdık :))

      Sil
    3. Vayyy sen o zaman sanal bebeği bulamazken şimdi sanal bebek zinciri kurarsın; ama ben o zaman sanal bebek alırken yarın ne yiyeceğimi düşünür oldum, tebrik ediyorum. :)

      Sil
    4. eee boşuna dememişler ne oldum değil ne olacağım demeli diye :)
      ehehehe (:

      Sil
    5. Ama şimdi şöyle bir şey yapabilirsin geçmişini hatırlayarak bana bir burs bulabilirsin :))) Şu fakire bir sadaka :)

      Sil
    6. vallaa olsa neden olmasın ama zavallı ben kendine bile burs bulamamış biriyim :))
      vakıflara falan başvurmadın mı?

      Sil
    7. Ohohoh o zaman nasıl olacak ki? yine fakir kalan ben oldum. Vakıfları kaçırdım aslında. :)

      Sil
    8. Hadii yaa fakültenin bursları yok mu?

      Sil
    9. Varda onlara başvurmadım bölümdeki evraklarla ilgili sıkıntılar olduğu için, ne bileyim birde onu ihtiyacı olanlar alsın; ben biraz daha vakıf tarzı şeylere bakıyorum hani yol paramı çıkarsın gerisini bir şekilde hallederim zaten :)

      Sil
    10. Şimdi ben çok üzüldüm ama...yol parası ne kadar tutuyor kardeş?kampanya yapalım bloglar arası ne dersin? Ayrıca o sanal bebeklerden benim de hiç olmadı:(((Ama atarim vardı.çok oynamaktan gözümün önünde bloglar uçuşurdu😊Kampanya konusunda ciddi oldugumu tekrar belirtmek isterim...

      Sil
    11. Teşekkür ederim ya o çok kötü bir şey olur, ama seneye kendim artık başlatacam yine de sağolun. Ben biraz espirisine yaklaşıyorum, ama tabi ki bir vakıf bulabilirsem almak isterim burs ama kampanya biraz şimdilik kalsın.:) Sanal bebek olmasın zaten atariniz olduysa gerisi tefferuat.

      Sil
  12. Ne güzel yıllardı... Gazeteden top ve sanal bebek harici hepsine bulaşmışlığım var. Özellikle tetris konusu, bizim evin en büyük gündem sorunlarındandı. Çünkü hep tartışma yaşanırdı, kim oynayacak diye. Bu yaz, Beşiktaş pazarında nostaljik oyuncaklar satan bir tezgaha rastladık, hemen aldım 5 tl ye. Şimdi rağbet görmediğinden çok ucuz. Babama gönderdik, çok sevinmiş :)

    Bir de su savaşına parantez açmasam olmaz. Sahi yaa! Su savaşlarının mezuniyet ile direk bir ilişkisi vardı di mi :S Biz su tabancası detayına girmeden, daha doğal yöntemlerle (çeşme başında ellerle taşıyarak ya da direk bir kova vasıtasıyla :P) savaşırdık. Zaten çok sıcak bir bölgede yaşadığımızdan, savaş değil de barış maksatlı olurdu neticesi.

    Sabah sabah gülümsettiniz. Teşekkürler ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gazeteden top, erkek icadı bir oyundu ama sanal bebeğe bulaşmamanız kötü olmuş :))) Bende geçen baktım tetris alacaktım ama atari fikrim var bakayım bulursam alıcam. :)

      Savaş kelimesi o kadar olumsuzlaştı ki artık tabi ki su eğlencesi demem gerekirdi aslında buna. :) Kovaylada yapardık ama hani en son hatırladığımdan koydum o başlığı, bir milyoncular bizi kovalardan kurtarmıştı :)

      Sil
  13. Doksanlara son yıllardan yetişmis olarak o sanal bebek bizim sınıfta herkeste vardı neredeyse hepsi onunla oynarlardı:)
    Çocukluk güzel ama geri dönemiyorsun gelip hızlıca geçti işte

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatın en hızlı geçen dönemi çocukluk sanki bir gün gibi. Sanal bebek bir dönemi en kült aracıydı. Almak için nice arkadaşlarımın çalıştığını bilirim -bu çalışma işte harçlık karşılığı küçük işler-

      Sil
  14. çok eğlenceli bir yazı olmuş :) cocukluguma döndüm resmen sokakta yakar top,sek sek oynardık :) atari de marıo oynarken hep yanardım hic prensesı kurtaramdım ama ördek vurma oyununda oldukça başarılı biriydim :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahaha teşekkür ederim, çocukluk önemli. :) Ayrıca prensi de biz mi kurtaracaz hep çokta eksiklik değil :)

      Sil
  15. Sanal Bebeği unutmuşum, nasıl unuturum! :D Benim hiç sanal bebeğim olmadı, hatta herkesin elinde görüp ne olduğunu bir türlü çözemediğimi hatırlıyorum. Öyle yetim gibi bakıyordum milletin eline :D Atari adaptörünün kaset yuvasına az bozuk para atmadım.. İçinde çıkardığı ses çok hoşuma gidiyordu :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haha sanal bebek benimde çok sonra çok ilginç bir şekilde elime geçti ama çok feci bağımlılık yapan bir şeydi. :)))

      Sil
  16. Resmen acılarım depreşti. Sanal bebeği ne çok istemiştim ama benim hiç olmadı :( hala içimde ukte kaldı valla sanal bebek istiyoooommm :'(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak internetten alışveriş ediyorsan rahat bulursun olmadı, antikacı tarzı ya da eskici tarzı yerlerde bulursun, işportacılarda da olabilir. :) Onun dışında neskici.com var ordan atari oyunlarını oynaya bilirsin gel ki atarinin zevkini vermez olsun. :))

      Sil
    2. Internette de aradım ama bulamadım be ruhsuz :(

      Sil
    3. Bu arada neskici'ye bayıldımm! Çok teşekkürler :)

      Sil
    4. Sınavlardan sonra bakarım bulursam link atarım sipariş edersin. :) Onun dışında bulunduğun yerde araştır bi yaw bulunur illaki. Neskici iyidir boş vakit dostu :))

      Sil

Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.

Reklam