Yeniden bir ağ yaparız; çünkü hayat devam ediyor ve bu hayatı insanlarla yaşayarak daim ettiriyoruz. Bilanço ağır olabilir ama eskisi gibi güzel ve sistematik bir ağ yapmalıyız. "Bu son olsun" der, yeniden yaparız ağımızı, "Bu sefer bu ağa takılanları, iyi kontrol etmeden, sokmayacağım, bünyeme" der. Başlarda yanılmaz; çünkü gelen giden çoktur. Kimisi bir bakıp çıkmak için kimisi ise daimi kalmak için.
Bir insana şans vermek; kendimize verdiğimiz cezadır. En azından başta görülen budur. Ne olacağını bilmediğimiz için başta böyle düşünmek gerekir. Bu ceza yasalaşmamıştır. Yasalaşması zamanın getirdiği bir durumdur. Zamanın sonunda eğer o insanı kabul ettiğin hayat yani ördüğün ağ kapsamını genişletir ve bir bağ oluşturursa işte o zaman o ceza bir anda ödüle döner.
Kayıplar insan hayatının her döneminde olacaktır. İnsan varlığının bir unsurudurlar. İnsan başladığı bu filmde elbette bir takım aksiyonları yaşaması gerekir ve "kaybetmek", "hayal kırıklığı", "ölüm" gibi kavramları sadece kavram olarak değil, gerçek fiziksel, görsel olarak yaşaması gerekir. Eğer hayat bir serüven diyebiliyorsak bunları kabullenmemiz gerekir; fakat her şey bizim elimizde olduğu için bir serüvene başlarken doğru düşüme ve doğru karar vermeyi tutturmamız gerekir...
bazen ağın etrafı öyle bir kuşatılır ki kimi içeri alsam kimi geri çevirsem diye de beklenir. bazen ağın içindekiler, ağın dışındakileri kabul etmez bazen de dışarıdakiler seni dışarı çekmek ister...
YanıtlaSilÇok doğru söylüyorsun, demir parmaklık yoktur ama o ağ senin demir parmaklığındır. Bazen hapsin olur bazen kurtuluşun; çünkü dışarı çıktığında özgürüm dersin aslında esir olursun. Çok teşekkür ederim; çok güzel özetlemişsin...
Sil;)
Sil