18.07.2012

Bir Garip Hikaye-1

Aşkı ilk kez onla tanımıştı. Sevmeyi,sevilmeyi tatmıştı. Belki de onsuz olamam, onsuz yapamam diye düşünürdü.Çoğu kez değdiğine inanmış, taviz vermeyeceği değerlerini hiçe saymıştı. Çünkü hayatta aradığı tek şey olan mutluluğun onda olacağına inanıyordu. Her gün kendisine "neden dünyaya geldim" şeklinde sorular sormaktan bıkmıştı artık. Ve tam hayatının bittiğini,sürdürülemeyeceğini anladığı günlerde o karşısına çıkmıştı. Bakmaktan gözünü alamazdı, gözünü kapadığı zaman hayali resmini görürdü.

Hayallerindeki karamsarlığı onunla mutluluğa çevirmişti. Ama her şey platonik ilerliyordu.
Aynı sınıftaydılar ve her gün o yada bu şekilde yüz yüze bakıyorlardı. Arkadaşları onun hakkında konuşmalarında kötü bir şey söylememeleri için sözleri değiştirmeye çalışır ona toz kondurmamaya çalışırdı. Gözünü alamıyordu vurulmuştu  bir kere. Ona açılmalıydı. Ama korkuyordu çünkü daha önce hep onlar gelmişti kapısına şimdi ise onun gitmesi gerekiyordu.

Teknolojinin gelişmesiyle artık sosyal paylaşım sitelerinin getirileri bu işleri için önemli avantajdı. Sınıfta yakın arkadaşlarıyla iletişime geçti. Ve msn adresini aldı. Eklediğinde kabul etmeyeceğini düşündü ama sevdiği kabul etmişti. İlk bir ay hiç konuşulmadan geçti. Sadece görebildiği kadar profil resmine bakardı. Ve cesaretini toplamaya çalışırdı. Fakat o cesaret bir türlü gelmiyordu. Sürekli olumsuz düşünüyordu. Onun gönlünün başkasında olduğunu yada bir sevgilisi olduğunun düşünüyordu.

Sınıfta aralarında pek bir konuşma olmazdı. Belki "merhaba,merhaba", o kadardı.O bilmeden onu araştırırdı. Hayatının kadınını bulduğuna inanıyordu. Sınıftaki yakın arkadaşlarıyla bir şekilde  konuşur onlarla dosta ayağına onun hakkında ipuçları almaya çalışırdı.
Nitekim iki ay geçmişti. Ve bayağı bilgi toplamıştı. Karşısında kişinin ne kadar bunalımlı hayatı olduğunu ve onun gibi dünyaya neden geldiğini sorgulayan biri olduğunu keşfetmişti. Kendisi gibiydi aslında.

Cesaretini toplamıştı ve bir gece sabaha yakın profil resmine bakarken:
-Artık yatma saati gelmedi mi? diye yazdı. Bunu yazdı ama adrenalin patlamasına uğradı. Ölecek gibiydi. Çünkü karşıdan bir cevap gelmedi. Belki durduk yere gelen mesajın, hiç diyologa giremediği birinden olması  "yanlışlıkla oldu" iması yaratabilirdi.Belli bir süre sonra karşıdan cevap gelmişti.
-Az sonra yatıcam.

Bu cevabı alması bir başlangıcın ilk meyvesiydi.Cevap onu havalara uçuracak gibiydi. Yerinde duramıyordu. O gece bir iki saat konuştular. Oradan,buradan,şuradan... Onla konuşurken çok mutluydu yeniden doğuyor gibiydi. Aslında karşısındaki kişi onun gibi biriydi. Onu arkadaşlarından öğrendikçe bunu daha iyi anlıyordu.

Zamanla bu konuşmalar sıklaştı. Her gece konuşuyorlardı. Her konuşmada onunla ilgili notlar alırdı. Çaktırmadan onu tanıyabilecek,onun iç dünyasını keşfedebilecek şeyler sorular sorardı. Romantik olmadığı halde,kendisini romantik olarak gösterirdi. Yazdıklarını kendini aşağılar gibi ona sunar,şakacı bir dille olması karşısındakinin de hoşuna giderdi.

Artık iki ay olmuştu. Ve ona ciddiyetini belli etmeliydi. Bu da ayrı bir sorundu. Onunla iletişime geçebilmek için bir ay uğraşmıştı ve şu anda  mutluydu. Böyle gitmeyeceğini de biliyordu. Kabul etmezse ne yapacağını düşünüyordu. Ve zorla ona kabul ettirmek zorundaydı...

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.

Reklam