Çocuk artık içindekileri açmak zorundaydı. Çünkü artık geceleri arkadaşça
konuşmak zor geliyordu. Sevgisini her konuştuğunda biraz daha belli etmeye
çalışıyor,oradan buradan onun hakkında öğrendiklerini onu etkileyecek biçime
sokarak ona yansıtıyor. Bir gece gene sabahlıyorlardı. Kız artık ondan rahatsız
değildi,kendisine alışmıştı. Önceleri msn ye girdiğinde hep onunla konuşmaya
çalışan kendisiyken artık kızda aralarda geri dönüş yapıyordu.
Çok garip bir şekilde girmişti hayatına ama alıştırmıştı kendisini ona.
O gece ikisinin de çıkmalarına az kalmışken erkek:
-Sana nedeni ne olursa olsun bir şey söyliyecem.
--Söyle...
-Bu belki seni şaşırtacak ama yapmak zorundayım, ne olur düşünerek ve bu
zamana kadar yaşadıklarımıza bakarak karar ver.
--Söyler misin?
-Ben seni seviyorum. Ve benim hayatımın parçası olmanı istiyorum.
Kız bir iki dakika cevap vermedi. Suskun kaldı. Hatta bir ara bağlantı
koptu. O anda belki de korktuğu başına gelmişti. Çünkü bunu söylemeye karar
verdiğinde ilk aklına gelen şey hüsrandı. Zaten hayatı derin bir
melankolideydi. Hep kaybeden ve yararsız biri olduğunu düşünürdü. Onla birlikte
biraz da olsa yaşama sevincini tatmıştı. Kendine gelmişti ve kaybedemezdi onu.
Belli bir süre sonra kız cevap verdi.
--Bak üzülmeni istemem ama ben yapamam. Ne durumda ve nasıl olacağını
bilmiyorum ama olmaz diyebilirim. Beni tanımıyorsun,tanısan inan sende yanlış
yolda olduğunu düşünürsün.
-Yanlış yolda olsam bu kadar zaman senin peşinden gezer ve senin süslü
arkadaşlarınla diyologa girer miydim?
Bir iki dakika bu şekilde bir ağız dalaşına benzer yazışma oldu. Çocuk
kaybetmemek için onu kızdırmamaya çalışıyordu. Çünkü kendine gelmesini sağlayan
kişiydi ya da o öyle olduğuna inanıyordu.
Daha sonra çocuk kızı ikna etti. Ama hani ne kadar ciddi bu tabi bilinmez.
Kız belkide onu çocuğun kendisini sevdiğini biliyordu ama üzüleceğini düşünüp
kabul etmek istemiyordu. O da uzun süredir onun sayesinde hayattan tat almaya
başlamıştı. Yaşamak için bir neden bulmuştu.
Nitekim çıkmaya başlamışlardı. Çocuk garip bir şekilde kendisine aşık
olmuş,hayatta yapmayacağı şeyleri yapmış,bir anda hayatına girmiş ve şimdide
hayatının parçası olmuştu. İlk aylar gene araları soğuk,seviyeli bir
birliktelik yaşamışlardı. Tanışma aşamasındaydılar. Birbirlerini tanıdıkça,birbirlerine
bağlanıyorlardı. Bu bağlanma zamanla bütünleşmeye dönüşüyordu.Bütünleşmeyle
birlikte, her ilişkide olduğu gibi birbirlerine karışmalar ve akabinde
tartışmalar başlıyordu. Erkek,kızın kıyafetlerine ;kızda erkeğin sınıftaki
kızlarla konuşmasına karışıyordu.
Arada bir küsüyor ama birbirlerine olan bağlılıklarından dolayı
ayrılamıyorlardı. İlişkileri öyle böyle bir şekilde altı ayı doldurmuştu.
Erkek derslerinde başarılı çalışkan biriydi. Ve sene
sonu gireceği lisans tamamlama sınava hazırlanıyordu. Kızı da bu
sınava hazırlanması konusu da zorluyordu. Kızsa pek oralı değildi. Okumaktan
sıkılmış ve bir an önce bitse de iş bulup normal bir insan hayatına girsem
düşüncesindeydi.
İlişkilerinin sekizinci ayıydı,bu ay tartışma ayıydı. Sudan sebepler büyütülüp,tartışma
zemini hazırlanıyordu. Ama bir şekilde ayrılamıyorlardı. Çünkü hala neden
birlikte olduklarını bilmiyorlardı. İkisi de birbirleriyle mutlu olduklarını
düşünüyorlardı. Erkek çocuğunun ailesi ilişkisini öğrenmişti. Ancak izin
vermemişti. İyi bir gelecek için iki ay sonra gireceği sınavı kazanmak
zorundaydı. Bunun içinde bu ilişki engel olarak görünüyordu.
Erkek de sene sonu sınava girip kazandıktan sonra ailesiyle kızı tanıştırıp
onların yanıldığını göstermek istiyordu. Fakat yanıldığı ya da yanlış yaptığı
bir şeyler vardı. "Çalışmıyordu!"
Günün çoğunu okulda geçiriyordu. Geri kalan zamanda da kız için haps olduğu
bilgisayarın başında. Çalışmak içinse hiç zaman ayırmıyordu.
Zaman hızla akıp geçmiş, sınav da girmiş ve sınavın açıklanacağı zaman
gelmişti. Bu zamana kadar ilişkileri normal seviyedeydi. Sorun yok her şey
temizdi. Tabi ailesinin onu istemediğini bilmiyordu.
Sınav açıklanacağı gün çocuk pek de umutlu değildi. Çünkü işini garantiye
almamış, çalışmadan ettiği dualara bırakmıştı. Sınavın sonucu da hayatını
yansıdan bir sonuç olmuştu "hüsran". Çocuk görünürde belkide sınavı
kaybetmişti ama bu görünürdeki şeydi.Bunun yanında uğraştığı çabaladığı birini
ve bir senesini kaybetmişti. Ailesi sınav sonucunu görünce öyle böyle bir şekilde
kabul ederdi ama onlara "ben birini seviyorum" diyemezdi artık.
Ve kıza hiç bir şey söylemeden hayatında çekip gitti. Birinin hayatında
onun istememesine rağmen girmiş. Onu ve kendisini mutlu etmiş ve hala
mutluyken hiç bir şey söylemeden çekip gitmiş ,ona bıraktığıysa hayatında
atamayacağı bir yara olmuştu. Bununda temel ve basit bir nedeni vardı. İleriyi
hesaplamadan bu gün mutlu olayım yarına bakarız düşüncesiydi. Günü yaşayarak,
yarınlarını öldürerek bu ilişkisini bitirmişti...
İlginç bir son bekleyerek okudum. Giriş gelişme sürükleyici idi.Ama yemeğini yemezsen büyüyemezsin gibi bir son olmuş.
YanıtlaSilDesene o zaman beceriksiz bir yazı olmuş. İlk dönem yazılarından hikayleştirmem de kötü zaten o yüzden çok yazmadım daha sonra bu tarz yazılardan.
Sil