5.08.2012

A.B.M.O.

Ne kadar büyürse büyüsün,ne yaparsa yapsın çocuk çocuktur. Bir anne için vazgeçilmez bir düşüncedir bu. 9 ay karnında taşımıştır onu ve bu düşüncesinde haklıdır. Yememiş yedirmiş,giymemiş gidirmiştir. Kendisini değil, hep onu düşünmüştür. Çoğu geceler uykusuz kalmış ama yılmamış büyütmüştür çocuğunu. Bazı ihtiyaçlardan kısmış,onun harcamalarına ya da onun mutluluğuna kaynak hazırlamıştır. Onunla ağlamış,onunla gülmüştür.

Annelik duygusu, belkide biz erkeklerin anlayamayacağı bir duygu. Allah'ın yalnızca annelere verdiği o kutsal güç. Sürekli otarite gerektiren,ömrünün sonuna kadar bitmeyen bir diplomasi trafiği bu. Tabi buradaki diplomasi aile diplomasisi. Bir evde tek çocuk varsa olay rahat. Çünkü o çocuk herşeyden üstün kral statüsünde. Ne karşılır,ne üzülür,ne de kırılır. İki kişiye harcanacak gider tek ona harcanır. Ama ailede çocuk sayısı arttıkça, annenin sorumluluk alanıda artıyor. Çünkü aile içindeki diplomasi "eşitlik" ilkesine dayanıyor. Birine biraz daha yakın oldu mu öteki taraftan homurdanmalar, söylemeler başlar.
-Biz ikici çocuğuz diye mi bu,
-Ben zaten üvey evladım.
-Beni cami avlusunda buldunuz.

Anne ne kadar ben hepsini eşit seviyorum dese de genelde kaç çocuğu olursa olsun arasından birini çok sever. Bu ya ilk göz ağrısıdır, ya da son gelen umuttur. Ama biri illaki diğerlerine fark atar,hep onlardan öndedir ve kayırılır. İlerde bu tabi sorun yaratır. Büyüdükçe diğer evlatlar zamanla cephe alır ve "o çocukta ne var bizden farklı" şeklinde bir isyan türü geliştirilir. 

Bu bizde mi vardır bilmem ama genelde ailelerde( anneler özellikle) erkek çocukları daha çok sever. Nedeni de bellidir aslında:"Kız çocuk el evine gider ama erkek bize bakar." Zaten bu çocuk yetiştirmeciliğin temel taşıdır. Erkek çocuğun aileyi bakması,biz onu korduk o da bizi korur bakar düşüncesi, erkek çocuklarının ileriye yönelik yatırım ürünü olduğunu gösteriyor herhalde.

Bazen bu kayırma o kadar hat safhada giderki, çocuklar arasında ayrımlar oluşur. Çocuk kendini red edilmiş hisseder. Her ne kadar ikisinede herşeyden eşit miktarda alınsada,ikisinede eşit miktarda verilmeyen bir şey vardır "sevgi". Ailelerin en büyük sorunuda budur belkide. O günlerde verilemeyen sevgi, ilerleyen zamanlarda günlerinde geri teper. Çünkü kayırılan çocuk hayırsız çıkar. O dışlanana muhtaç kalınır. O da yan çizer,çamura yatar. Ve anne baba ortada kalır. Ya da onlar büyük bakarak, anne babanın yüzünü kızartır.

Bu yüzden bir ailenin diplomasisini, siyasi ilişkilerini düzenleyen anne olduğu için,bu sevgi olayını başında halletmesi gerekende annedir. Hani baba!, diyebilirsiniz ama baba sevgisi anne gibi değildir. Anne hissetirir. Anne o sevgiyi verdiğinde çocuğun iç huzurunu herkes tahmin edebilir. Sonuçta bebeklikten başlayarak,büyüyene kadar her gün belki de her saat annemizi görüyor onu kucaklıyoruz. O yüzden anne sevgiyi eşit dağıttıkça, ilerdeki gerginlikte yok olacaktır.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.

Reklam