Günler geçiyor, takvimden her gün bir yaprak daha kendisini koparılmış bir şekilde, yalnızlığa itilmiş buluyor. Takvimde asılı iken değeri olan o kağıt parçası, o günün sonunda değerini yitirerek, bir paçavra haline dönüşüyor. Yaşamak, ömür tüketmek takvimlerle eşdeğer bir olgudur. Yaşadığımız dönem içersin de eskittiğimiz, sayfasını kopardığımız, hadi arada da merak edip arkasını okuduğumuz o takvim yaprakları. Onlar bizim can yoldaşlarımız oldu bu hayatta.
Teknoloji gelişti, takvimler yok oldu, diye başlamak isterdim cümleye ama bu yazıda bunu belirtme gibi bir ihtiyaç duymadım esasen. Sabahleyin baktığımız o takvim yaprağını, akşam olunca, "ah ulan bir gün daha bitti!" diyerek koparırdık ya da hala koparıyoruz. Her kopardığımız bir yaprak bizi bir gün daha yaşlandırıyor, bir gün daha olgunlaştırıyor. Bir nevi takvimlerle büyüyoruz, onlar yapraklarını kaybediyor, onlar kaybettikçe de biz büyüyoruz.
Bazen o takvim o günün takvim yaprağından ayrılmak zor olurdu. Elimiz gitmezdi, bir türlü koparamazdık o yaprağı. O gün hayatımızda, yaşam belirtisi anlamında bir şeyler olmuştur çünkü. Bazen de unuturduk günleri, zaman o kadar hızlı geçmişti ki biz, o zamanda esir olup, asimile olmuşuzdur. Belki bir hafta, belki iki hafta takvime uğramayız, ama gün gelir uğrama ihtiyacı duyarız. Mazeretimiz vardır ve o mazeretle karşısına geçeriz.
Bir de bakarız ki zaman geçmiş, bir de bakarız iki hafta daha yaşlanmışız, belki de üç, belki de bir ay. Takvim ama hala o bıraktığımız gündedir. Ve onu hemen ileri bulunduğumuz güne alırız. Takvimle yaşamak, ya da başka bir deyişle takvimle yaşlanmak çok güzel bir şey, insana zamanın geçtiğini, zamanın değiştiğini en iyi anlatan bir araçtır. Çoğu kez zaman isyanımız da bize yoldaş olan, okumayı sevenler içinde kısa kısa günlük bilgilerle pratiklerimizi arttıran önemli bir yoldaş. Bu anlamda takvimlerin önemini ve dostluğunu, bazen de acımasızlığını (zamansal olarak) iyi anlamak ve onlarla yaşamanın keyfini çıkarmak çok önemli bir unsurdur.
Oyun Kanalıma Abone Olabilirsiniz!
Youtube Kanalına Abone Olun!
Atmacagiller
Ruhsuz Atmaca 11. Yılında
Ruhsuz Atmaca 11 Yaşında
Zamanın bu kadar hızlı akması ne garip? Dün ne oldum diyorduk, bugün ne olacağım... Blogu açtığım ilk yıllarda her zaman söylediğim gibi öm...
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.