14.03.2013

Atmaca'nın İsyanı-2

Zor geliyor, kaybetmek, zor geliyor, olmaması. Hep yanında olan, hep seninle olan, hep senin olan birinin gitmesi zor geliyor. Yeri geldi bağırdığı, yeri geldi kin kustuğun, yeri geldi sustuğun ama varlığını hissettiğin kişinin gitmesi zor geliyor. Olsa da sussam, olsa da konuşmasam. Dilim tutulsa ama benimle olsa...

Hayat bu doğuyoruz, büyüyoruz, yaşlanıyoruz ve bir bir bu dünyadan göçüyoruz. Bu dünyadan göçerken bize bağlı olan insanlar oluyor. Onlar bizim oluyor, her zaman düşünüyoruz: "Bensiz ne yapar acaba!, Ben olmasam yapabilir mi?". Düşünüyoruz ama yapabileceğimiz bir şey yok, bize verilmiş ömür ve gideceğimiz yer belli.

Kimisi bu dünyadan mutlu ayrılıyor, kimisi üzgün. Bazılarının tamamlaması gereken görevler yarım kalıyor, bazıları ise çoktan bitirmiş oluyor. Hikaye bu, belli olaylarla başlayıp, belli olaylarla biten. Küslüklerin olduğu, kırgınlıkların dert edildiği, mutluluğun bir arayış olduğu ve çoğu kez bulunmadığı bir hikaye. Hep arayışların olduğu, farklı şeyler yaşadığını düşündüğümüz ama aslında hep aynı şeyleri yaşadığımız(farklı kahramanlarla) dünya. Tam sonu olmayan ve olmayacak bir hikaye.

Ruhsuz Atmaca'da bugünlerde bu hikayeye tanık olan dünyalılardan biri. Ne yapsa, ne etse geri getirilemeyeceğini bildiği; fakat elinde olmadığını bildiği yaşlarının esiri. Size tavsiyesi pişmanlıklarınızı bugünden başlayıp ateşe atıp yakmanız ve sevdiklerinizle sevdiğiniz gibi yaşamanız...

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.

Reklam