Heykelcik...

Günümüzün değer yargılarında insanlar için, aileler için en önemli olay yetiştirdikleri çocuklarının başarılı olmasıdır. Bir takım çabalar sonunda elde edilen; elle tutulur, gözle görülür bir malzemenin, bir materyalin olması gerekir. Akrabalar arasında konuşurken yada komşularla konuşma sırasında "Bizim çocukta şey aldı..." başlayan cümlelere her zaman tanık olmuşsunuzdur. Tabi bunu duyan kişinin kıskançlığının tavan yaptığını hissetmişsinizdir. Zaten amaçta karşımızdakine havamızı atıp: "Ya seninki ne aldı,hı" gibi bir gönderme yapmaktır.

Bu durum sadece bu aşamada yaşanmıyor aslında; insanlığın herhalde genlerine yerleştirilen bir şey olsa gerek bu durum. Çünkü bir çok alanda başarı hep ödüllerle, bir takım belgelerle ölçülüyor. Derecelendirme ve sınıflandırma hep bu duruma göre yapılıyor. Yargılama ve yadırgama hep bu duruma göre yapılıyor.

Futboldan duruma örnek verecek olursak; birçok ligde 18-20 takım vardır ve bir sene süren liglerde takımlar  kupa maçları hariç 34-36 maça çıkar. Bunun sonucunda eğer takım başarısını tescilleyen o birincilik kupasını almazsa "başarısız" olarak sınıflandırılırlar. Takım ikinci olur ama "neden birinci olmadı!?" denir. Burada temel sorun şu: o kadar takım arasında ikinci olmak kolay bir durum mudur?

Birde sinemaya bakacak olursak; tutkunu olduğumuz birçok oyuncu ve birçok yönetmen vardır. Bunların birçoğu başarılı filmlere el atmıştır. Fakat aralarında bazıları var ki o kadar iyi yapımlara el atmalarına rağmen bunu bir heykelcikle taçlandıramamıştır. Bir kez bile: "The oscar goes to..." diyeni olmamıştır. Bunla ilgili top 10 yapmıyacam ama aklıma gelenlere şöyle bir bakalım:

Johnny Depp: Benim en çok sevdiğim oyuncuların başında gelir. Filmlerini hiç sıkılmadan izlediğim; canlandırdığı karakterlerle özdeşleşebildiğim bir oyuncudur. "Arizona Dream", "Karayip Korsanları", "Düşler Ülkesi" ve "Makas Eller" unutulmaz filmleridir. Ama ne hikmetse alamamış o heykelciği, şimdi başarısız mı? bu güzel insan.

Tom Cruise: Yaşlanmakla beraber, karizmasını yitirmeyen oyunculardan biridir kendileri. Kızların bir zamanlar ölüp bittiği bir yiğittir kendileri. Adı söylenince aklıma gelen "Görevimiz Tehlike" ve "Minority Report" gibi filmler gelir. Ödül almadı başarısız mı? bu yiğit...

Charlie Chaplin: Sesiz ve siyah beyaz filmin hatta sinemanın evrenselliğinin baş mimarıdır kendileri. Güldürürken düşündüren filmleri, komedi gibi görünen ama aslında dramanın, eleştirinin en ağırının bulunduğu filmlere sahiptir. Herkes illa ki bir yerden kendisini tanıyordur. "Modern Times", "The Kid", "The Gold Rush", "City Lights", "Altına Hücum" ve diğerleri... Hani diğer adamları geçtim bu adam için sinema ve başarı adına kötü bir söz olamaz. Kendisi zaten yaratmış ve yaşamış. Bir şey almamış başarısız mı? kendileri...

Leonardo Dicaprio: Birçok başarılı filmde başrolü üstlenmiş, hayran kitlesi birçok ülkeye taşınmış biri. Biraz kadın fanları zorlasa ödülü alırdı ama olmadı ne yapsın. Onu bugünlerde var eden en önemli filmi "Titanic" ti. Oradan bile ödüle yürüyemediyse düşün sen işi ama bu durum onu başarısız yaptı mı? sence?

Alfred Hitchcock: Bir tanede yönetmenden örnek verelim: sinemada yönetmen deyince akla gelen en önemli isimlerden biridir. Birçok başyapıtı kazandırmıştır bu dünyaya. Birçok öğrencinin, sinemacının filmlerinde tıkandığı yerde sahneleriyle onlara ufkunu açmıştır. "Psycho", "The Birds", "Vertigo" ve diğerleri. Bu adamı almadığı bir ödül başarısız yapar mı?

Bir insanı başarılı yapan ona verilen materyal ya da belge değildir. Bu onun hedeflediği yolda elde ettiği bir başarıdır, tabi. Her belge bir insanı başarılı kılmaz. Tabi ki burada bir hedef doğrultusunda elde edilen bir sonuç vardır. Bunu inkar edemem ama demek istediğim her zaman birinci olmak başarılı iken ikinci olmanın kötü olmadığını göstermek. Başarılı olmayı sadece birincilikle özdeşleştirmemek gerekir, bir işte birinci olmak kadar o işte yarışmakta önemlidir. Verdiğim örneklerde de göstermeye çalıştım. Oscar almamışlar ama adamlar isimleri söylenince "başarılı" diye söylenebiliyorlar. Eğer, Oscar'ı da alsalar tadından da yenmezdi...

Not: Elimden geldiğince Photoshop'ta resimlere neşe kattım, oldu mu bilinmez...