İnsanın başına gelen her türlü sorunun temelinde kendisi yatar. "Ne ekersen onu biçersin" sözü de herhalde bu bağlamda söylemiş en iyi özet cümle denebilir. Açgözlülüğü onun kimi zaman ölümü, kimi zaman yalnızlığı olur. Rabbena, hep bana, anlayışı hep onu uçuruma sürükler.
Dini anlamdan baktığımızda bir insan eğer nefsi değerlerini doğru düzgün eğitmez ya da kendi fren mekanizmasını doğru tayin edemezse sonucu her zaman uçurum olur. Fren ayarları ne kadar gevşek olursa kaybı her zaman o kadar fazla olur. Ve bu kayıp yavaş yavaş başlar ve daha sonra dünyalara dönüşür.
İnsan kendine yetecek kadarını bilmek zorundadır. Yetenin fazlası ya da azı her zaman zarardır. Bir kere açgözlülük işledi mi kanına bir daha zor olur kurtulması. Hep daha fazla istemeye başlarsın; yeri geldi hakkın olmayanı istersin. Başkalarınınkine göz dikersin ve onların hakkına girersin.
Bu konuyla ilgili en iyi örnek yakın zamanda karşılaştığım bir kısa filmde çok iyi şekilde anlatılmış, Black Hole (Kara Delik). İki dakikalık film ama çok şeyi anlatıyor. Yorgun bitkin hayatından bezmiş bir adam, iş yerinde mesaiye kalmıştır. Ve fotokopi çekerken makinada bir aksaklık yaşanır ve fotokopi makinası beyaz bir kağıda kara bir delik basar. Daha sonra adam bu kara deliğin özelliğini fark eder. Artık elinde patlamaya hazır bomba vardır.
İnsanlar "dur" mekanizmasını kendilerinde ne kadar kararlı bir şekilde oluştururlarsa bu hayattaki mutluluk oranları o oranda artar. Bu hayatın her aşaması için geçerlidir. İnsan her ne kadar düşünebilen bir varlık olsa da kendi zihin kanallarını ne kadar temizler yani kendini ne kadar eğitirse diğer varlıklardan o kadar ayrılır...
Not: Blog da video paylaşımı yapmadığım için filmi eklemedim ama filmi youtube da rahatlıkla bulmanız mümkün. Filmi izlemek için tıklayınız...
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.