Kaldırımlar...

Günümüzün en temel sorunlarından biridir, "kaldırıma park etmek"; en azından benim öyle. Kaldırım dediğimiz  oluşum, yapım artık kategorisi neyse; ben ehliyet kursuna gittiğimde bana:

Karayolunun, taşıt yolu kenarı ile gerçek veya tüzel kişilere ait mülkleri arasında kalan ve yalnız yayaların kullanımına ayrılmış olan kısmına “yaya yolu (yaya kaldırımı)” denir. (trafik kitaplarında ezberletilen tanım)  şeklinde öğretilmişti.

Yani açıklaması şu dur: Bir araç ile yürüyen, dört tekere binmeyen ya da ayağı yerden kesilmeyen  bir canlının arasındaki ayrım, set, engel diyebiliriz. Bunun ehliyet kursunda, sürücülere öğretilmesine rağmen günümüzde bazı saygı değer arkadaşlar: "Evim önündeki kaldırım benimdir, istediğim gibi kullanırım" mantığıyla hareket ederek, narin ve incinmez araçlarını yayaların kullandığı kaldırımlara park etmekteler. Herhalde onları da yaya statüsünden saymaktalar.

Bu durum bir takım vahim sonuçlar doğurabilir. Çünkü hepimizin ailesinde küçük çocuklar var, yaşlı insanlar var hadi bunu geçelim yaşadığımız çevrede bu ve bunun gibi insanlar var. Bu insanlar günün belirli bölümlerini dışarıda vakit geçiriyorlar ve bir yerden bir yere giderken yaya kaldırımlarını kullanıyorlar.

Eğer yaya kaldırımına uyanık bir arkadaş aracını park ederse, bu insanlar mecburi olarak arabaların geçtiği yolu kullanıyorlar. Bu kullanım sonucunda da kazaların olması tabi ki kaçınılmaz. İstanbul'u düşünürsek tabi ki araçlar için yeterli otopark sorunu kaçınılmaz. Bu yüzden yolların kenarları zaten park yeri olmuş durumda. Sokakları gezerseniz sağlı sollu olarak park edilmiş araçlar yüzünden; o sokakta zar zor yürüdüğünüzü görürsünüz.

Bir de uyanık arkadaşlar araçlarını kaldırımlara çıkarak başta dediğim gibi: " Evimin önü, sanane" imasıyla hareket edebiliyorlar. Fakat bilmiyorlar ki o park ettiği aracın insanlara olan zararını. Son bir örnek vererek yazıyı bitirecem; yakın zamanda bir çok kaldırımımıza görme engellilerin rahat yollarını bulabilmeleri, yürüyebilmeleri için onlara özel kaldırım taşları döşendi. Fakat; yaya kaldırımlarını park edilen araçlar yüzünden görme engelli vatandaşlarımız, diğer vatandaşlar gibi -kaldırımdaki araba yüzünden- araç trafiğinin olduğu yola inmek zorunda kalabilmektedir. Bu durumunda ne kadar tehlikeli olduğunu görmek, düşünmek gerekir.

Çoğumuz araç sahibiyiz, sürücüyken de, yayayken de bir takım hatalar yapabiliriz. Ama bugün anlattığım tipteki bir hata, hata sayılamaz; bir takım şeyler yaparken biraz daha bilinçli olmamız gerekir. Kendi hayatımız kadar başka insanların hayatları da önemlidir...