Bu soru aslında "çalışmak istemiyorum!" demenin sıvama yani tercüme şeklidir. Çünkü zaten erken kalkmaya, okula gitmeye, ders dinlemeye, not almaya yabancı, o güne kadar öyle bir çabada bulunmamak bunun normal olduğunu göstermektedir. Bu haldeyken insan her zaman son zamanı kovalar, her zaman bulacağı bir şey vardır. Öğrencinin sınav için güvendiği temel kriterler vardır:
Peki Ya Sınav Türlerine Göre;
1- Sınavın Test Olması
Bunlara eklemeler yapılabilir ama en temelleri bunlardır diyebiliriz. Hele sınav testse gel keyfim gel. Artık dayanak vardır ve güvenilen bir kerede okuma yeteneği...
-Hocanın çıkacak yerleri vermesi,
-Hocanın sınavla ilgili soru vermesi,
-Hocanın sınavı test yapması...
Peki Ya Sınav Türlerine Göre;
1- Sınavın Test Olması
Bunlara eklemeler yapılabilir ama en temelleri bunlardır diyebiliriz. Hele sınav testse gel keyfim gel. Artık dayanak vardır ve güvenilen bir kerede okuma yeteneği...
Akşam bir kere okurum geçerim abi.
Sınavın test olması aslında bir öğrencinin tatil olduğu zamanki o anlamsız sevinci gibi bir şeydir.
2- Klasik Sınav Olması
İşte bu öğretmen/öğretim elemanı için tehlike arz eder. Öğrenciler, öğretmene sorduğunda:
Öğrenci: Hocam sınav nasıl olacak acep?
Öğretmen: Ben klasik yapacam, test mest anlamam!
Bu cümleyi kurduğu andan itibaren kendisi bir vatan haini, öğrenci düşmanıdır. Diğer şeyleri de siz düşünün artık...
3- Sınav Konuları
Test sınavda o kadar etken olmasa da, klasik sınavın en önemli vize öncesi/ilk sınav konuları dahil mi?
Eğer, öğretmen:
Sınav öncesi dahil öğrencisiniz, çalışırsınız
derse yazı o öğretmenin haline, çünkü o sınıfın içinde artık ne fırtınalar kopuyordur. Hele sınav klasik+bütün konular ders işte o zaman aç mezarı gir içine. Sınav için temel ilke: Her şeyin sindire sindire olması/söylenmesi şartıdır.
Kopya deyince akla gelen ilk isim: Külyutmaz Necmi |
Peki Ya Çalışan Açısından;
1- Son Gün Felsefesi
Notları alan ve ilk amacına ulaşan elemanımızın temel amacı kalmamaktır. Hani geçme notu 50 ise bana 50 yeter işidir, onunki. Hatta bu konudaki iddası;
50 den fazla alırsam o notu silsinler, 50 yapsınlar. Ama yeter alayım 50'yi de kalmayayım.
Elemanın temel felsefesi son gün çalışma felsefesidir. Bir, Türklerin eski soylarına dayanan bu felsefesi hal dilinde "yumurtanın bir yere dayanması" şeklinde de tercüme edilir. Son gün felsefesinde temel prensip: Uyumamaktır. Uyursan kaybedersin. Bu yüzden derse çalışan eleman ağzından:
Aman sabahlar olmasın...
duymak mümkündür.
Bu felsefe çoğu kez işe yarar, hatta çoğu öğrenci liseyi, üniversiteyi böyle geçmiştir.
2- Yarın Erken Kalkar Çalışırım Felsefesi
Bu da uykunun verdiği uyarıcı tepkiler sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Artık zihin, gözler, eller yorulmuş ve akla hiçbir şeyin girmediği durumda çıkar. Ve bu felsefenin altın cümlesi çıkar ağızlardan:
Yarın erken kalkar çalışırım...
Çalışır mı? beni tanımladığım tiplemede hayır tabi ki... Bu felsefenin alt başlıklarında: otobüste çalışırım, yürürken çalışırım, kantinde çalışırım, arkadaşlarla çalışırım... gibi şeyleri görmekte mümkün.
Bu işlerden sonra elemanımız eğer istediği verimle ve düzeyde son gün hatmini yapamadıysa, kaçınılmaz son olarak; bazı öğrencilerin kendince (benim inanmadığım) -askerilik görevinin ülkedeki insanlar gözündeki değeri olan- kopya olayı ortaya çıkar. Yetenekliyse başarır ve bir de öğretmen faktörü. Denetleme sık olursa, bunun sonucunda;
Çok kötü büte geldik, Her öğrenci bütü tadacaktır...
gibi felsefi ve ilmi yaklaşımları görmek mümkündür.
Not: Eksik yerler olabilir, yorum yaparak bu yazıya katkıda bulunabilirsiniz...
Bizim lisede uyuz bir mat. öğretmenim vardı aaa o kadar geriye gitmeyelim fakültede bile test yapılan sınavda özellikle hidrolikte 5 kategori olurdu amfide yapılırdı kopya çekmek ancak bedenini sırada bırakıp ruhunun astral seyahat yapması gerekirdi :)) ne günlerdi yaa ^.^
YanıtlaSilHahaha süpermiş, kopya çekemek bir sanattır ama ben genelde beceriksiz olduğum için hiç o seçeneği kullanamadım :)))
Sil