24.04.2014

Kısa Dipnot-30: Yorumsuz

Şiddet insan zihninde meşrulaşmış bir bütün haline gelmiş, artık ne yaptığını bilmeyen bir varlık olan insanlık bunu normal bir davranış olarak kendi benliğine iliştirmiş. Sanki süregelen ve vazgeçilmez bir davranış olmuş şiddet anlayışı. Bazen övünme kaygısı, bazen iktidar kayısı almış o güzel zihin evrenini... Bir şeyi kırk kere dersen/tekrarlarsan o da olurmuş misali.

İnsan ve insanlar dediğimiz yaşam kategorisinde bir bütün olarak yaşamak zorunda kalan canlılar bütünüdür. Varlığının sonsuz temelinde bu bütün olarak yaşama anlayışı her aşamada her kademede karşısına çıkar. Çok nadirdir, tek yaşayan onlarda yalnızlığı öldüren bir şey bulmuşlardır, hayatları için.

Bir bütün olarak yaşayan bu insanlık zamanla içindeki ne idüğü belirsiz bir şeytan tarafından ayartılır. Şeytan elinde kötülük tohumları ile gezen bir avaredir. Bu avare, hırsı yüzünden bölünme yaşayan insanların benliğine bu kin tohumlarını eker. Ve sonra başlar vesvese vermeye: "Şampiyon en iyisi sensin? Onlar aslında seni sevmiyor? Senin başarını kıskanıyor!" vs.
İnsanlık
Kibirini ve egonu bir kenara bırakıp "sev" biraz. (Hitchock-Bird Filminden)
Bu anlamsız uyarılar, bizim kişiliği düşük tarafından kanıksanmaya başlar ve şiddet dediğimiz işlevi olmayan şey başlar. Güç ve tahakküm artık tohumun çatlayıp filizlenmesiyle başlar. Artık bizim şampiyon potansiyel kin düşkünü, insan düşmanı birey olur. Halbuki hakikat sevgidir, halbuki hakikat birliktelik. İnsan bir olmadı mı, insan olamaz, insan sevgiyi aramadı gelişemez körelir. Bu yüzden eğriyi doğruyu bilip o tohumu ektirmemelidir. Yani, bizim avare geldiğinde daha ağzını açmada: "Sie..." diyebilmelidir.

Bu şeytan öyle bir arkadaş yarattı ki ne değer bilir ne kıymet, bu şeytan öyle bir canavar yarattı ki şiddetle tatmin olan sevdiğine, eşine dostuna kıyan... Bu avare öyle bir şey yarattı ki artık her baktığında kös kös gülüyor, her baktığında daha da güçleniyor...

Not: Bizim kıymetlilerimiz olan eşlerimize (kadın-erkek farketmez) ve çocuklarımıza karşı hem zihinsel hem de fiziksel şiddete artık son vermeliyiz... Sevelim sevdikçe gerisi gelir. "Temenniler güzeldir, gerçekleşince daha da güzel olur..."

7 yorum:

  1. Şiddetsiz bir toplum olma yolunda en ufak bir gelişme yok ülkemizde, hem fiziksel hem ruhsal açıdan şiddetin kölesi olmuş, en ufak anlaşmazlıkta çözümü şiddetten yana kullanan ata erkil topluluklarda ne yazık ki bütün bunlar bir temenniden öte bir şey değil... Küçük erkek çocuklarına daha 2-3 yaşında oynasın diye tabanca alırsan ileri de ne beklersin bu çocuktan...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle, bizdeki iktidar anlayışı biraz şiddet üzerinden, liderlik vasıfları da öyle. Çok teşekkür ederim yorumun için cidden her şeyi kısaca anlatmışssın...

      Sil
  2. Şiddetin bitmesi için bende eğitim şart.Ne kadar klişe koksa da cevabım şart .Emeğine sağlık .Anlamlı olmuş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğitim şart ama bu okulda sırada olanından değilde, hayatta olanından olursa iyi olur. Çünkü "okumak cahilli alır, eşeklik baki kalır" diye söz vardır. Çok teşekkür ederim. :)

      Sil
  3. Şiddetten uzak durmak bir yana şiddete teşvik edercesine yapılanlara ne demeli...
    Ülkenin her yerinde şiddet aşmış başını gidiyor. .
    Temenilerin çok güzel gerçeleşmesini ümitle beklemek gerekiyor.
    Bunun yerine bir çocuğu nasıl yetiştirirsen öyle devam eder. Bu konuda da ebeveynlerin önemi çok büyük. .
    Çok yerinde bi paylaşım olmuş..
    Kalemine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Meşrulaşmış bir kavram şiddet, artık nam saldı, millette bir halt zannediyor. Daha ben bunu yazarken, gördüğüm haberler vardı, bitirdim hala devam ediyor. Temenniler gerçekleşmeli ama yarın çok geç olur bugün gerçekleşmeli. Çok teşekkür ederim varol :)

      Sil

Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.

Reklam