Geçen hafta beni bir mim yazısında mimleyen Pink Timber ve Titania güzel insanlar için bugün yeniden sizlerleyim. Mağramdan çıkarsam yanıtlayacam demiştim, kısa süreli olarak çıktım ve bu mim için uygun koşulları sağladım. Mime gelirsek (gene tarihine girmiyorum) :
-Blog başından kalkıp pencereyi açıyoruz veya balkona, bahçeye, sokağa çıkıyoruz. Gözümüze görüne ilk kişiyi inceliyoruz. Cinsiyetini, üzerinde ne giydiğini yazıyoruz. Ne yaptığına bakıyoruz...
Bilgisayar başından evimi kahvemi alıp, mimi yapmak için yola koyulduğumda arkadan bir terlik kafama geldi. Otuz sekiz numara ve tabanı aşınmış garip terlikti.
-Anne gene mi sen!
--Anneye laf yetiştirme, gel şu perdeleri as!
-Tamam sultanım, emredersiniz.
Zar zor tülleri taktıktan sonra soğuyan kahveme bakıp:
-İsraf olmasın, bu kahve ne hallerle kazanılıyor, deyip. Soğuk kahveyle balkona doğru yöneldim. Tam balkon kapısını açıyordum ki telefon çaldı. Sonra düşündüm kendi kendime:
-Ulan o mağraya neden girdim, diye. Nedeni buymuş işte. Konuşma bittikten sonra, gözümü, kulağımı dışardan gelecek engellere karşı kapayıp, bir kör gibi balkona doğru ilerlerken, kafamı dolaba çarptım. (Evin haritası gitmiş kafadan) Böyle olmayacağını anladım, gözlerimi kısık bir şekilde açarak, balkona ulaştım. (Ohhh beee...)
Birkaç bakış, bir o kadar da aldanıştan sonra...(Foto: Mr.Nobody filminden) |
-Mide kurtudur. Fakat hak getire. İçimdeki ses ya istemediğin bir tip olursa, tepkisini vermiş bana. Ama kapattım ve gözümü ilk diktiğim kişi, bizim küçükken saklambaç oyunlarına almadığımız, Sümüklü Ayşe'ydi. Ama bu Ayşe, o Ayşe ise; o Ayşe bu Ayşe olamaz gardaş. Hani ya mutasyona uğramış ya da evrim denen bir şey var. Mime gelirsek, bizim best model Ayşe'nin üzerinde (Milletin üzerindekilere bakan bir erkek değilim ama ne yapcen mim):
-Mavi kot pantolon,
-Kırmızı gömlek,
-Beyaz bir fular (sanatçı olmuş Ayşo!)
-Terlikimsi bir ayakkabısı vardı. (Adını bilmiyorum, kızlar anlar herhalde)
-Kolunda saat vardı ama markayı yakalayamadım, röntgenci olurum diye.
-Saçları örülüydü, falan.
Ne yaptığını incelerken, hafiften uyanmaması için elimdeki boş kahve bardağında kahve varmış gibi yudum alıyordum. Ve, Kadir, Cüneyt abi karşımı bir bakış atmaya çalışıyordum, ama sadece çalışıyordum. Yaptığına gelince:
O da bana bakıyordu bunun iki sonucu var; ya "bu bana niye bakıyor, açıkta bir şey mi var gardaş" demeye getiriyordu, ya da "ya sen bana zamanında "Sümüklü" demiştin ya, alsa sana sümüklü" demeye getiriyordu. Biraz yorgundu, galiba onunda sınavları yeni bitmiş ve "Anamın yanına geleyim millet endam görsün" peşindeydi.
Daha sonra kafama içerden gelen mandalın etkisiyle, "O bardağı getir, yıkayacam" diyen bir ses mesajı aldıktan sonra, bizim eski adıyla "Sümüklü", yeni adıyla "Best of", Ayşe'ye:
-Hıh, avucuma gonuş, bakışı atıp, bardağı mutfağa koyduktan sonra, yeniden mağrama çekildim.
Bunun dışında Titania kızımızın bir mimi daha vardı ama onu affına sığınarak şimdilik yapamayacağımı belirtmekten kendimi alamayacağım... Kimseyi de mimleyemiyorum, zaten şimdiye kadar yapılmıştır, diye düşüyorum. Eğer yapmayan gardaş varsa yapabilir, bizde okuruz. Sevgilerle...
Annene bayıldım :D
YanıtlaSilİşte o evrim geçirme olayı hep oluyo o yüzden dikkat edin biraz :))
Çok güzel olmuş çok sevdim :))
Havalardan mı bilmiyorum ama cidden tam bişey yazayım diyorum hoop amaan yazmasam nolur diyorum :))
Ama zorlaya zorlaya kendime geliyorum sende zorla :))
Bende ara ara bayılırım kendisine :))
SilEvrime inanmam ama bir nebze inandırdı beni, artık o hali evrim mi modifiye mi bilmem ayrıca :))
Aslında ben bir ara bırakıyordum yazmayı ama işte ne bilim sonra pişman olurum diye devam ediyorum :)
Bak modifiye olma ihtimali de yüksek :D
SilMakyaj denen meretin yapamayacağı şey yok :))
Aaa sakın sen pişman olmazsan ben pişman ederim demedi deme :D
Bakalım yakınen görebilirsem kararımı verecem. Makyaj yapan kadın için hep boyacı olsun derim. :))
SilBakalım yaw tehdini aldım bir korku var içimde :)))
Terlikimsi dediğin sandalet olmalı :D
YanıtlaSilAh o evrimler.. :D
Yok sandalet değil, garip bir şeydi, terlik desem terlik değil, ayakkabı desem ayakkabı değil ya da ben öyle gördüm :)))
SilYaw evrimde tam diyemiyorum da neyse. :) Evrim mi, modifiye mi onu daha karar vermedim aslında. :))
Annen bi harika çok güldüm. Ne güzel mim olmuş bu =)
YanıtlaSilEstağfurullah, mutlu edebildiysek ne alada, şebek hayatımın bir kesiti, ben pek gülemedim diye ajitasyon yaparmışım :)))
SilBen de oğluma sık sık bardağı getir, makinaya atacağım diye bağırıyorum. Birden anneni kendime benzettim. Birçok arkadaşın blog sayfasında Ruhsuz Atmaca diye ismini gördüğüm halde blog sayfanı ilk defa ziyaret ettim ve çok beğendim. Eğlenceli yazılarını kaçırmamak adına seni takip listeme ekledim. Seni de kendi blog sayfamda görmek beni mutlu eder. bilgicellim.blogspot.com
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim,varolun.. :)
SilBu yazına çok güldüm. Annen ve attıgı terlikler bir harika dostum :D sümüklü ayşenin intikamı ha. Geçmiş olsun hahaha :)) dur ben bu yazıyı paylaşıyım ya gidip geldikçe okuyup gülücem :Dd
YanıtlaSilHahaha, Ayşe ah Ayşe ah, yorum yaptın gene tepreşti anılarım. :) Ayrıca annemin terlikleri noktasaldır. :)
SilMerhaba,
YanıtlaSilBlogumda kitap çekilişim var katılımınızı beklerim
http://ilknur--akpinar.blogspot.com.tr/2014/12/dolu-dolu-cekilis.html