Mim-17: Ömrümü Yidin

Öncelikle yazının konusuna geçmeden önce bugünün anlamına binaen bir iki laf söylemek yerinde ve güzel olacaktır. Bugün 1 Mayıs İşçi, Emekçi, Dayanışma günü, hani günün tanımını farklı yazmış olabilirim ama bu gün iki kuruş için saatlerini harcayan başta babam, sonra tüm abi, ablaların günü, umuyorum ki bugünle birlikte herkes verdiği emeğin karşılığını misli ile alır. Herkesin anlamını bilerek kutlaması dileğiyle... Şimdi geçelim mime:

Mim güzel bir şey çoğu komik noktaları ben mim yaparken buluyorum, çokta yapmak istemiyorum; çünkü blogumun konsepti ve hayatımın akışı hiç o kadar komik olmuyor. Ama herkes mim yapıyor bana paslıyor bari bende bir tane yapayım millete paslıyayım diye bir mim buldum ve yapayım dedim.

Bu sefer kimse demedi ben yaptım... 

Mimimiz gayet basit, ben son bir hafta olan şekilde yapıcam isteyen yaşadığı süre zarfına göre yapabilir; hayatında ona engel olan onun ömrünü yiyen 5 olaydan, konudan bahsedecek; bu yüzden de mimimizin adı "Başımı Yidin" Hadi geçelim benim bu hafta ömrümü yiyen şeylere, one, two three foro, başlasın mimler ağlasın eller:

1- Bir hayat metaforu "Ruhsuz Atmaca"
Senaryo bile yazarken metafor yazmamaya gayret ediyorum ama bu blogla birlikte Ruhsuz Atmaca her dediğimde bir simgenin çağrışımı olmaya başladı. Çok seviyor muyum evet ama ömür yiyor mu o da evet. Çünkü hayatımdan bir şeyler yazınca acı veriyor...

Metaforik miyim neyim?

2- O kulaklıklar kulağa girmesin: "Müzik"
Her film izlediğimde soundtracklarını dinlerim. Bu hafta iki tane sağlam film izledim ama bunlarda öyle soundtrackler yapılmış ki adamın morali bir tık bozuksa bunları dinleyince "Alın beni bu dünyadan!" diyor. Haydin sizinde moralinizi bozayım:




3- Müptelasıyız "PES" in...
Bilgisayar oyunlarını çok kral oynadığımı söyleyemem ama oyunlara saplantılı olduğumu söyleye bilirim ki en başta bu blogta çokça yazısını gördüğünüz Max Payne bundan sizinle buluşur. Son günlerde avareliğin dibine vurmuşken şöyle bir PES master lig yapıp keyfime bakayım dedim ama kol bozuktu her şey terse gitti, madara oldum.

Olacaksa kol bozulsun...

4- Ne ara bitti bu "Üniversite" Aslında bu haftaya kadar hiç bir derdim tasam yoktu, her şey güllük gülistanlık gidiyordu ki; çok sevdiğim adam gibi adamlardan bir dostum, askerlik belgelerini hazırlayıp; "Abi Ağustosta gideceksen ek c-2 belgesi al!" konuşmasını bana yaptıktan sonra: "Abowww üniversite bitiyor, şimdi zıçtık biz.." benzeri bir tepki ile ömrümün yemesine vesile oldu. Oysaki bana bu üniversitenin bu kadar çabuk biteceği söylenmedi, söylense ben zaten okumazdım. 
5- Önünü dönsen taciz edersin, arkanı dönsen taciz edilirsin: "Otobüz" Aslın hepsi bir yana bu bir yana, insan medeniyeti, insanlığı otobüste keşfediyor. Burada sadece otobüs yok diğer ulaşım araçları da var ama ben bu hafta otobüs ile yolculuk yaptığım için bir ton fordlamalar, zortlamalar geçirdiğimi söyleyebilirim. 
Aslında çok büyük bir organizasyon şimdi düşün luna parka gitsen bu kadar macera, korku yaşamazsın. Kapı açılır hurra, yer bulur oturursun daha ilk durakta yaşlının biri sana gelir vermek zorunda kalırsın. Otobüse haddinden fazla herif biner karbondioksit alır karbondioksit verirsin. Çok büyük veli nimet bakmayın efendiler... 
Neyse mimin sonuna geldik; umarım keyif verebilmişimdir. Şimdi bu mimi kimlere paslıyorum: 
Myreal Kreatif Başkan
İsteyen herkes mimi yapabilir yaptıktan sonra bana bir yorum atar buraya eklerim... Saygılar, sevgiler hayırlı cumalar...