Seviyorum, bunu inkar edemem, hatta öyle böyle değil ama onun ne düşündüğünü bile artık bilemiyorum. Belki de sevmiyor, belki de benim nasıl bir mahluk olduğumu gördü ve kararını verdi. Ama bunu bile öğrenecek cesareti bulamıyorum. Topu hep taca atıyorum, gitmesin kalsın ben kendimi avutayım, bilemiyorum; tek yaptığım belki de yanılmak, tek yaptığım doğruların çarpıtılması, doğruların yanlışlanması...
Bazen öyle midem bulanıyor ki insan denen mahluklara neden varız? diyorum. Hani olmasakta olurmuşuz. Hayvanlar gayet güzel şekilde bu ekosistemi idare ederlermiş. Çünkü bir kere yedikleri hayvanlara bile saygıları var. Cesetleri üzerinden edebiyat yapmıyorlar, ya da sonuna kadar sömürmüyorlar. Ne kadar lazımsa o kadarını alıyorlar.
Ama insan! Ama insan yoksun ve yoksul bir mahlukat. Aynı blogger gibi açık kaynak kodlu varlık, yani istenildiği gibi şekillendirilebilir. Bloggerdaki gadget ekleme gibi insanlarda da gadget ekleme var. Her kötülük, ya da her iyilik aslında eklenen bir içerik; her yapılan fiziksel değişiklik saç, sakal, gözlük, kıyafet gibi fiziksel şeyler birer gadget.
Çok zor bu hayatın insanı olmak... |
Yozlaşan insan aynı saf duygularla açılan bloggerın ilerde ticarileşmesi gibi bir makyajın eseri oluyor. Konuyu buraya nasıl bağladım bu bir merak konusu olmakla beraber son olarak; insan açık kaynak kodlu, geliştirilebilir ileri düzey teknolojidir, nereye çekersen onun eseri olur...
İnsan aslında bakıldığında tamamen acınası bir varlık. Salt kötü bile olsa ya da umursamaz, duygusuz, düşüncesiz fark etmez herkes bir şekilde birine bağlı ve ona göre hareket ediyor. O bütün gadgetlarımız bile bir başkasına göre şekilleniyor. Biri bizi üzse ona karşı bir gadgetla aynısı yaşanmasın diye çabalarız ya da başkalarının bizde görmesini istediğimiz bir başka gadgetı hayatımızın tam ortasına koyarız. İnsanız yani yapabileceğimiz bir şey yok. Ne üstünüz ne de daha azı sadece biraz korkak biraz da kararsız ama o kadar, başka bir fark yok. Gereksiz miyiz peki? Hayır ben öyle düşünmüyorum. Sen belki karşındaki için değersiz olduğunu düşünüyorsun ve ona bunu sormaya korkuyorsun ama bilemezsin. A kişisi için beklediğin değere sahip olmasan bile B kişisi için düşündüğünden çok daha fazla değere sahip olabilirsin. Korkarak yaşamaktansa yüzleşmek her zaman daha iyi, en azından bildiğin bir şeyi zamanla kendini alıştırman çok daha kolay ama teorilerle hareket edince o çıkmazın içinden asla çıkamazsın. Çıkamadığın gibi B kişisini de asla göremezsin
YanıtlaSilYorumun cidden güzel hoşuma gitti, uzun zamandır yapıcı yorumlar alamıyorum, bu anlamda iyi oldu. Bilmiyorum gereksiz miyiz? ama bazen öyle anlar oluyor ki keşke olmasak diyorum. Diğerine gelince zamanında çok acı şekilde kaybettim, bu beni belki de boşluğa sürükler diye korkuyorum. Ama biraz daha sonra bunla da yüzleşecem, sadece şimdi birinin beni zihnen meşgul etmesi lazım. Eğer zaten varolmak isterse ömür boyu meşgul etmesi lazım :)
SilMerhabalar.Ben yaşını başını bayağı almış ,yazmayı seven,içimi bir kitap yazarak dökmeye başlayan ve biraz tanıtım ve kafamı dağıtırım niyetiyle yola çıkan biriyim.İnsanlar hakkındaki düşüncenize tamamiyle katılıyorum.Sıradışı olmak insanın kendisini de sevdiğini de zorlar,zira o belki düz düşüncelerde takılıp kalmıştır.Sizi ,onu zorladığınız için istemez.Aynı durumu yaşıyorum.Ama bu yaşta çok zor geliyor.Bilgisayardan sayfamı düzenleyecek kadar bile anlamıyorum.Teknolojiyi o kadar kavramışsınız ki anlatımınız daha bir güzelleşmiş.Sizin yazdıklarınızı takibedeceğim.Aklına sağlık,sorgulayan düşüncene sağlık evlat.Ece Evren.
YanıtlaSilTeşekkür ederim çok mutlu ettiniz beni, elimden geldiğince kendimden, yaşadıklarımdan bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Bilmiyorum belki de iyi bir şey yapmıyorum. İnancım şudur, çok karamsar olsam da gün gelecek elbet bizlerde mutluluğu görecez, o güzel gün elbet gelecek.
SilTeknoloji konusunda çok önemsemeyin yazın siz o kadarı size yeter gerisini elbet birileri halleder. :)
Sevgili Ruhsuz Atmaca, bugün yayınlamış olduğun yazıyı görünce öncelikle şaşırdım çünkü seni takibe aldım diye biliyordum ama almamışım bu yüzden kusuruma bakma. Yazına gelince gerçekten çok beğendim. böyle derin düşünceleri olan ve onları paylaşan insanları seviyorum. İnsanları doğrusu blogger de gadget ekleyip özelleştirilen değişen bir varlık olarak değerlendirmen de ilginç ama iyi bir örnek bence.
YanıtlaSilEminim ki kimsenin kimseyi tanıdığı yok. Çünkü dünyamızda duvarlar örüyoruz, rengimizden, dilimizden, kişiliğimizden, düşüncelerimizden. Ortaya koyduğumuz kişilik ise asıl olan biz değil bilinmesi gereken biziz.
Halbuki bir kelebek ömrü kadar kısa bana göre insan hayatı. Bu durumda başka biri gibi olmak ya da davranmak anlamsız geliyor.
İlişkiler konusunda da bir şey söylemek istiyorum ayrıca. Acı aşkın doğasında var. Ne aşksız acı ne de acısız aşk var. Ama Allah kahretsin öyle güzel bir histir ki. Bile bile ateşten gömlek giymek bu olsa gerek.
Su akar yolunu bulur derler ya. Oluruna bırakmanı öneriyorum kardeşim. Bırak çabaları, düşünceleri, imkansızlıkları herşeyi bırak.
Teşekkür ederim, bilmiyorum, bırakmakta gelmiyor içimden acı da çeksem kaybetmemen gerek, ama çabamdır bu umuyorum olacaktır.
SilTakip olayı önemli değil ne kusuru, teşekkür ederim, elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum, kendimden gördüklerimden bilmiyorum başarabiliyor muyum? Senin dediklerini hep ben makyajla özetliyorum. İnsan dediğimiz şey insanlarla makyaj kurarak var oluyor. Eğer doğallık dediğimiz şu algı hepimizde olsa belki hayvanlar gibi medeniyetsiz ve adapsız yaşardık ama dostluğu ve kardeşliğin ne olduğunu bilirdik. Biz makyajlarımızı silmedikçe sevgi de bizim yanımıza gelmez. Bir kez daha teşekkür ederim. :)
Mutluluk ,inşallah birgün bizim gibi düşünenlerin; anladığımız ve hissettiğimiz şekliyle uğrar bize de..Ama yaşamak ,derin düşününce gerçekten zor.Aslında dünyanın bu halini görüp de biraz da olsa neşelerinden kaybetmeyenler,işte onlar benden uzak olsunlar istiyorum hep.Herşey gönlünce olsun akıllı ve düşünmeyi bilen,hayatı sorgulayan evlat.Yeni paylaşımlarda görüşmek üzere.Sağlık ve iyi günler dileklerimle.
YanıtlaSilİnşallah, elbet olur bir gün tüm dilekler, yeter ki umut dediğimiz mum ışığı sönmesin. Çok teşekkür ederim, varolun :)
SilSon yazım için bana ilham verdiğini de ayrıca belirtmek isterim. Çünkü ben yazdıklarını değil çığlıklarını okudum.
YanıtlaSilTeşekkür ederim ne mutlu bana, çok mutlu oldum. :)
SilSeviyorsun bak ne güzel. Anlamadığım aşk acısı mı çekiyorsun Ruhsuzum?
YanıtlaSilCiddi anlamda seviyorum ama diğer taraftan ne olduğunu bende bilmiyorum, acı diyemeyiz de ekşimsi bir şey aslında :)
SilAçık kaynak kodlu blogger gibiyiz gerçekten . Çok güzel yerlere değinmişsin . Emeğine sağlık hocam .
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim varolasın dostum.
SilSen sormaya korksan da korkmasan da o gerçek degişmeyecek biliyorsun degil mi? Belki de sandıgın gibi degildir sen yanlış yorumluyorsundur bilemezsin ki sormadan. Cesaret, bazen herşey. Dün son gündü. Bütünleme sınavlarım var ama son gündü işte. Ne düşündüm biliyor musun? Azıcık sadece azıcık daha cesaretim olsaydı keşke hatta yüzsüz olsaydım. Yaşadıklarımız aynı degil evet ama cesaret ana tema.
YanıtlaSilBelki de halletmişsindir bile. :)
Seninkisi de kötü olmuş artık önüne ve kariyerine gelecek hayatına odaklan. Ben aslında bu hayatta yapmıyacağımın fazlasını yaptım ama tam net tepki alamadım sıkıntı burda galiba. Büyük ihtimal artık bu konuda tepkisizleşecem eğer bir niyet varsa o zaten geri döner, dönmezse de mesaj anlaşılmıştır.
Sil