Bu denli kimsesizleşen dünyada, dünyayı anlamak için kimsesiz bir dilenci olmak gerek. Sürekli akan hayatın yolunda duraklayıp bir köşeye çekilip hayatın anlamsızlığını anlamlı şekilde izlemek gerek. İnsanların dertlerinin dertleriyle ne denli alay ettiğini görmenin tadına tatman gerek.
Günün büyük bölümünü o duvarın kenarında kimseye bakmadan, ama herkesi anlamlandırarak geçirmek, sonra bu anlamlar denizinde dilenciliğine şükretmek gerek. İnsanları günlük hayatlarında kazandıklarını bir saniyede hiçleştirirken bundan aldıkları anlamsız zevkleri görmek gerek, dilenci olmak gerek, bu anlamlı görünen dünyanın anlamsız bir elemanı olmak gerek.
Ruhsuz bir dilenci olmak gerek, kimsesizliğini benimsemiş ve bundan gurur duyan bir dilenci. İnsanları bir alay malzemesi gören ona acıyanların suratına, önüne attıkları üç beş kuruş uğruna yalvarmaktan çok tüküren bir dilenci. Ruhsuzluğunu küfürlerine işletmiş biri olmalı, küfürleri yermek için değil kibrinin ve isyanının parçası yapmış dilenci.
Tükür bu hayatın anlamsızlığına ruhsuz dilenci... (Foto: Mein Herz Brennt klibinden) |
Sevgiyle Kalın...
Not: Değerli organizatör Myreal, 3. İstanbullu Bloggerlar buluşmasına sizi davet ediyor eğer İstanbul'daysanız ve güzel bir sohbet arıyorsanız 19.12.2015/Cumartesi günü buluşmada yerinizi ayırın.
Bir garip dilenci yalnızlığında yitip gitmiş ....
YanıtlaSilYüreğine sağlık çok güzel bir yazı olmuş..
Yalnızlıkta varolmak, orada mutlu olmak mümkün olsa orada yaşasın bu ruhsuz dilencimiz. Çok teşekkür ederim ayırdığın zaman için :)
Silhem yazıya hem de şarkıya bittim! yüreğine sağlık :)
YanıtlaSilEstağfurullah, çok teşekkür ederim :)
SilYazıyla pek alakalı olmayacak ama, dilenci kelimesini duyunca; insanın bir günlük yiyeceği varsa dilenmesinin haram olduğu geliyor aklıma.
YanıtlaSilŞimdi üzerinde "açız" yazan kağıtlarla görünen insanlar var. Sabahtan akşama kadar para toplayıp aç olmak nasıl oluyor? Ruhsuzlaşan dilenciler yüzünden, dilenmeyenler de ruhsuzlaştı.
Haklısınız bu konuda ama bu biraz dilencilikle alakalı değil aslında bugün insanlar köleleşti. Dilenmiyorlar, sadece köleliğin vazifesini yapıyorlar. Bu yüzdende gözleri çokta doymuyor. Sürekli zam isteyen bir işçi de aynı durumda ya da öğretmenliği kutsallaştırırken günümüzde öğretmenleri bu işi "öğretmen maaşıyla geçinemiyoruz" diye söylenip hiç bir yetisi olmayan kişiler olarak kalmaları da dilencilik. Çünkü sadece o mesleği kendi geçimleri için düşünüyorlar, eğitmek hak götüre. Umarım ama ilerde daha fazla dediğiniz tipte insan görmeyiz. Çok teşekkür ederim değerli bir yorum yaptınız.
SilBen bir de öğretmenlerin niye bu kadar kendilerini üstün gördüklerini anlayamamışımdır. :) Yıllar önce bir öğretmene, öğretmenliğin bir kasap veya diğer esnaftan bir farkı olmadığını yazmıştım. Tepki almıştım tabii. İnsanların hepsi birdir bana göre, ne iş yaparlarsa yapsınlar. Yeter ki insan olsunlar.
SilO kadar sene okudukları içindir fakat ben hala adam akıllı bir öğretmen görmedim, öğretmen eğiticidir, fakat bizde ne olduğu belli değil. Bende çok söylüyorum ama doğru söyleyeni dokuz köyden kavalar hesabı sizinkisi de malesef eleştireye açık bir millet değiliz. Her eleştiriyi karşımıdakini düşmanız diye gösteriliyor sonuçta malum.
Sildilenci kelimesini nedendir sevmiyorum. yazı harika.. emeğine kalemine sağlık..
YanıtlaSilama es geçemeyeceğim bir nokta var ki insanlık duygusunu kemirip- es geçip sebepsiz yere, dilenciliği meslek edinenler yüzünden gerçekten ihtiyacı olanların yanından uzaklaşıp geçiyoz malesef..
Bunla ilgili yazı yazmıştım dilencilik artık meslek olmalı hatta sendikası da dilen-SEN olmalı tarzı bir yazı yazmıştım. Aslında benim buradaki amacım ironi yaratmaktı, köşenin başındaki de dilenci, bugün maaşlı çalışan birçok insanda. Değerli yorumun için çok teşekkür ederim :)
Sil