Geceler yalan söyler insanlara hep, aslında insanın bir nevi şeytanıdır. Olmadık şeylere bir kulp uydurur, seni bir takım düşüncelerle zehirler. Bir anda hiç hatırlamadığın şeyler senin zihin dünyanda uyanıverir. Kin damarların kabarır kendini kaybedersin, ah geceler lanetli geceler...
Bir karamsarın herhalde tek uyanık kalmayacağı vakit ya da doktora gidip "ah doktor vah doktor bayılt beni canım doktor." diyeceği vakittir geceler. Herhalde büyüklerimiz bir şeyler biliyormuş ki bizi zamanında hep erken yatırmaya kalkmışlar, bunu bize bir öğreti olarak sunmuşlar.
Yalan gecelerin hep söylentilerle ilerlediği zamanlar, bakıyorum da bu vakitlerde hayat bana hep bir anlamsız geliyor. Sürekli olarak yaşadıklarımdan ve yaşayamayacağım hayallerime lanet okuyor buluyorum kendimi. Geçmişime dönüyorum düşündüğüm bütün düşünceler hep bir arazi olmuş, beni bugün mayınların ortasında bırakmış, ya sakat kalmamı ya da temelli olarak pufff diye toz olmamı bekliyor.
Geçmişimde düşündüğüm geleceğim meğersem benim tuzağımmış gibi geliyor, nitekim ki son bir kaç aydır ve son birkaç gündür sıklıkla bana yaşadıklarım ve başkalarının yaşadıklarının sorgulattıkları hep bir mutsuzluk temelli nefret sebepleri olmaya başladı. Ruhumun artık yorgun olduğunu hissediyorum hatta "Bir ruh hiçbir şey yapmandan nasıl yorgun olur?" sorusunu da kendimi sorup alamadığım cevaplarda üzücü oluyor aslında.
İnsan hayatı yaşayanların hayatı, son birkaç gündür düşündüğüm ölüm ve sonrası temeli aslında dünya ekseninde yaşayanlara hep günü birlik üzüntü ve anı silsilesinden ibaret yani, biri ölür yas tutarsın yoluna bakarsın, ama senin hayatında ölümlerin nedeni, senin senaryonu bir ilerkisi sahneye taşımak için gerekli olan çatışmadır. Yani sen yaşadıkça başroldesin ama nereye kadar...
Hayat kısa... (Foto: Apocalyptica klibinden) |
Etrafta çok fazla acı var insan bu temelde ilerlerse insanlık tarihinin adını "ACI" olarak koymak gerekecek herhalde, herkes karamsarlık temelli ilerletiyor hayatını, kimse yaptığından, yaşadığından, soluduğu oksijenden memnun değil. Memnun olduğunu sananlarda kör olmayı bir şekilde becerebilmiş. Bilmiyorum, neyse güzel bir son yazıyorum, HAYAT KISA KUŞLAR UÇUYOR...
Sevgiyle Kalın...
HNe güzel yazmışsınız. Ölüm ne zaman gelir bilemiyoruz. Şarkıda çok güzel. Sevgilerle
YanıtlaSilTeşekkür ederim beğenmene sevindim. :)
SilBence hoştur. Gece yarısı yazılanların ya da düşünülenlerin daha gerçekçi olduğunu düşünürüm. Zihni bulandıracak, onu olduğundan farklı bir kimliğe sokacak yan etkiler olmadığı müddetçe… Aksine gündüze lanet okuyorum ben de. En ihtişamlı sahte maskesini kuşanıp süslü düşünce ve kelimelerle bizi pohpohlayan lanetli gündüzler… Belki de büyüklerimiz gecenin bu yönünü fark ettikleri için bizi erkenden uyutuyorlardır? Çoğu sahte masallarla küçükken uyutulduğumuz gibi şimdi de büyüklere uydurulan görsel masallarla gözümüz açık uyutulduğumuz gibi…
YanıtlaSilBir hikâye var. Biri (bu biri biz de olabiliriz, bakış açısına göre değişir) tarafından yazılan hikâyede ya başrolde değilsek? Kast ettiğim kendi hikayemizde. İşin sonunda hikâyeye kaçak giren, kendini başrolde sanan kapı kolu görevi olmak da var.
Ben bunu çok uzatırım. Sabah sabah hem de. Bana göre artık gündüz kavramı kalmadığından ötürü gelenleri güzel ağırlıyorum zihnimde : )
Hepimizin güzel sona ihtiyacı var. Kuşları sevelim. Bari onları sevelim, öldürmeyelim… Yeterince pisliğe bulandık. Onlar uçsun…
Saf düşünceleri, temiz ve gürültüden uzak yorumları çağrıştırdığına hem fikirim fakat, şeytanları uyandırması da kötü bir durum. Büyüklerinde bu yoldan geçip bir şeye ulaşamamaları belki de bizi bundan dolayı bizi korumak istemeleri olarakta yorumlayabiliriz.
SilHikayeler hikayaler diyorsun, ben daha kendi hikayemde neredeyim bilmiyorum. Kuşlar konusuna gelirsek artık onlarında çok uçmak istediklerini düşünmüyorum, çünkü onlarda bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüyorlar herhalde.
İşte gerçek paradoks budur! Dünya da bizi kandırıyor olmasın? Kendi ekseninde dönüyorum ayağına başka yerlere uğramasın? Bir şey var, bir şey oluyor. Gece ile gündüzün gayrimeşru evladını saklıyor sanki hepimizden. Anladı sıkıldığımızı bu iki arkadaştan. Eşkâli gizliyor. Biliyor yoksa oraya taşınacağımızı.
SilBilmiyorum gerçek bu mudur? Gerçek genel geçer midir? Bunlar tartışılası şeylerdir, ancak gecenin gündüze oranla daha misafirperver ve insana daha doğruyu söyler hali var, fakat bu eşitlikçi yapısı şeytanlara da sağladığı olanaklardan dolayı insana gündüzlerinde zarar vermektedir.
SilKlip te yazınızda akıcı ve güzel olmuş.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, bir şeyler yazmaya çalışıyoruz :)
Sil:) uzun zamandır kafamı kurcalayan sorular bunlar. Babamı ve bebeğimi kaybettikten sonra başladı bende bu bitip tükenmez sorgulamalar. Sanki sürekli arkadan beynimi kemiren her şeyin ne kadar boş olduğu düşüncesi.
YanıtlaSilIgnorance is bliss diye bir laf var ya valla büyük nimetmiş cehalet, düşünmemek. Bir kere başladı mı insan sorgulamaya, hiç bitmiyor, hele de geceleri. Uzun lafın kısası, kolay gelsin :)
Öncelikle, Allah rahmet eylesin :( Sorgulamalar bitmez ama bende çözüme olan inanç kalmadı, bu işin sadece bir için içini yemesi olarak şekillendiği düşüncesi hakim olmaya başladı. Galiba sonu olmayan döngüye girecek hayat bu da herhalde delilik. Sonumuz hayrola.
Silgece midir insan hüzünlendiren, insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen
YanıtlaSilCevap bana kalırsa gecede huzuru ve hüznü bekleyen insan. Ama her ikisi de olabilir çünkü birbirini destekleyici unsurlar bunlar.
Silo hiçbir şey yapmadan yorgun olma şeysini ben de çözemedim :/ benim ruhum hep bi yorgun :/
YanıtlaSilBende ruh olmadığı için bilemiyorum. :) Çok sıkkınım bu aralar zerre zevk almıyorum bu ara hayattan önceden arada bir alırdım şimdi hiç almıyorum. Senin ruhuna ne oldu? Git kuru fasulye ye takma :)
YanıtlaSilahahah kuru fasulye bana seratonin salgılatıyo zaten :D
SilSoğanla beraber iş biter X2 seratonin ye ye :)))
SilAcı yaşamın başlangıç noktası Atmaca ayrıca Zarifoğlu'nun da günce başlangıcı.. "Ne çok acı var.."
YanıtlaSilAyrıca gece değil de sabah doktora desek "ah doktor vah doktor uyandır beniiii!" :D Olmaz mı? :D
Hayat baştan aşağı acıysa bunun neresi başlangıç noktası. :) Sabahlara doktorlar bakmıyor, geceler önemli, bu hayatta uyanmamız zor doktorlar önce kendilerini uyandırmaları gerekiyor. :)
Sil