Gidene yazdık bıraktıklarını,
Duymadığını bile bile,
Bizde kalanı ona anlatmaya,
Ona sunamadıklarımızı yaşatmaya adadık benliğimizi,
Gidene kadar bekledik,
Gittiği güne ekledik kayıp günün anılarını...
***
***
Sevmek köreliyor zamanla,
Birçok şeye harcanan onca zamanın bilinmeyen anlarında;
Aradığımız anlamın sonu hüsran olunca,
Kalan tüm gücü kaybediyor insan...
***
Anılara sığınmış bedenimiz,
Bilmem kaçıncı yılın, kaçıncı saatinde,
Yalnızlığa adadığı günlerinde kayboluyor,
Kendi evreninde bilemeden...
Oysa varlığına şükredeceği zamanların kayıp anlarında,
Bunca yalnızlığa adanan,
Bunca yalnızlığı güzelleyen bedeni,
Gidenin ardına yazdığı üç, beş kelimenin şiirselliğinde kayboluyor...
Bilemeden yaşananlar,
Bilmeden kaybedilenler,
Geceleri gündüz eden bedenin,
Kayıp anıları olarak;
Bir ömrü, bir ruha zindan ediyor...
...Ruhsuz Atmaca
[16.02.2021]
Sevgiyle Kalın...
Şiirin o kadar güzel ve anlamlı olmuş ki ne yazacağımı bilemedim. Kaybedilen üzerine hem çok konuşulacak hem de sadece susulacak bir konu. Yüreğie ve kalemine sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Geçen gün sormasan blogum aklımda değildi. Burası benim önemli alanım. İyi kötü bir şeyler yapabildiğim. Yeni yazdığım bir şey paylaşmak istedim.
SilŞiir hakkında insanın pişmanlığı hep geçmişe, şimdide bunu halletmek varken aslında ruhuna çektirmek istediği ızdırap bu.
Aklımız başımıza giden gittiğinde geliyor, ne hikmetse...
YanıtlaSilGitti demek, ardından konuşmak daha kolay olsa gerek..
Aynen, gidene güzelleme yapmayı insan ruhu seviyor. Galiba anılaştırmak veya gideni zihnimizde kalıplara oturtmak, bir nevi onu kendi zihnimizin yaratımı yapmak hoş geliyor.
Sil