Röportaj: Güzeller Güzeli Mamontenka...

Blogum 2. yaşına girdiğinde yapmaya karar verdiğim bir uygulamaydı röportaj yapmak. Bu amaçla sevdiğim, bloggerların sevdiği, insanlara bir şeyler katan yararlı olabilecek ve başarılı gördüğüm bloggerlarla sade, kısa ama değeri olan röportajlar yapmaya çalışıyorum. Bu anlamda ilk röportajımı +Serdar erdar Abi'nin herkesçe bilinen ve bir çok şeyin öncüsü olan Blog Hocam bloguyla yaptım. Bundan sonra yaptığım ikinci röportajda sevdiğim ve elimden geldiğince takip ettiğim sevgili +Alper dostumun blogu Oscar Favorite ile yaptım.

Bugünde yine birçok bloggera özellikle de bayan bloggerlara hem örnek olacak, hemde yol gösterecek güzeller güzeli bir blogger olan +Eda hanımın Mamontenka blogu ile yaptığım röportaj sizlerle. umarım keyif alacağınız, güzel mi güzel bir röportaj olur. Haydin alın çayınızı, kahvenizi; keyif alarak okuyun güzel röportajı...

1- Kimmiş bu Eda, Kimmiş bu Mamontenka! Seni ve mamontenka.com’u daha yakından tanıyabilir miyiz? Seni blog açmaya yönlendiren ve bu denli istekle bu işi yapmanı sağlayan nedir? Blogunun açılma hikayesi bahseder misin biraz? Ayrıca blogun dışında (bildiğim kadarıyla büyük şehirlerde değilsin) yaşadığın yer ve bu yerin koşulları altında yaptığın işi de okuyucularımıza aktarabilir misin?Bloggerla dışında hayatınızı daim ettiren işiniz nedir?

Iğdır’da doğu görevi yapan bir öğretmenim. Blogumu çok uzun zaman önce, henüz öğrenciyken açtım. Ne yazacağımı dahi bilmeden, bir amaç gütmeden açtım. Zamanla origami ve amigurumi videoları, dünyadan yemek tarifleriyle başladım ve ilgilerim doğrultusunda kozmetik üzerine de yayınlar yapmaya başladım.

Evet, küçük bir şehrin köy sayılabilecek bir ilçesindeyim. Bambaşka insanlar var çevremde, üç ülkeye sınır. Oturduğum yerden İran’ı, Ermenistan’ı ve biraz ilerimde Nahcivan’ı görebiliyorum. Bu kültür bolluğu içinde bir marketten, bir manavdan bile yoksun olmak biraz zorluyor. Kozmetik bulmaktan bahsetmiyorum bile. Neyse ki sevdiğim ve beni kargolarıyla yalnız bırakmayan dostlarım var.

2- Blogunda yazmak senin için ne ifade ediyor? Çünkü bu iş için belli bir zaman ayrılıyor ve belli bir emek harcanıyor? Bu kadar istekle ve düzenli olarak blog tutmak nasıl bir özveri gerektirir? Ayrıca blog yazmanın sana yararı oluyor mu?

Şu ana kadar profesyonel olarak yazı yazmadım, ama yazmayı ve bunu birilerinin okumasını hep çok sevdim. Yazarak rahatlamanın en güzel yolu blog diye düşündüm. Çok yoğun olduğum dönemde bile kahvemi alıp ayaklarımı uzatınca aklıma ilk gelen bloğum oluyor. Bloga yazarken adeta yorulurken dinleniyorum. Ürün fotoğrafları çekmek, onları düzenlemek bana mükemmel bir haz veriyor.
Blogumun bana en büyük yararı, başka blogları okumaya yöneltmesi ve her konuda biraz biraz bilgi dolmam. Bir başka yararı da doğuda ulaşamayacağım yeni ürünlere ulaşmam ve bunları gerçekten ihtiyacı olanlarla paylaşabilmem.

3- Blogunda ne gibi içeriklere yer veriyorsun? Bir konsept oluşturmak için ne gibi kaynaklara başvuruyorsun? İçeriklerinizi oluştururken ne gibi bir yöntem belirliyorsunuz?

İlk başta ağırlıkla origami yapımı ile ilgili videolar çekip yüklüyordum. Buna zamanla kendin yap projeleri, farklı yemek ve özellikle ekmek tarifleri eklendi. Son iki yıldır da ağırlıklı olarak kozmetik adına yayınlar hazırlıyorum. Origaminin artık hakkını veremediğimi düşünerek, origami kategorisini üzülerek sildim.

4- Seni yönlendirmesi açısındablogun için; belli bir tarz belirlerken örnek aldığın insanlar var mıdır?

Tarafsız yazan, görsel açıdan zevk veren, anlatımını sürükleyici bulduğum her blogger benim için çok değerli birer kaynak. Bilgisi konusunda örnek aldığım yazar Seregonsworld blogunun yazarı Selin özellikle kozmetik ürünlerinin içerikleri ve yorumlanması konusunda benim için en tarafsız kaynak. Yayın oluştururken kendini sık sık rahatsız ediyorum.

5- Blogunda bir takım ürünleri insanlara tavsiye ederek onlara aslında bir nevi öncülük yapıyorsun ya da buna yardım diyelim.Ürünlerini neye göre seçiyorsun? Ve aldığı tepkiler nasıl? Ürünlerle ilgili hep pozitif tepki mi alıyorsun?

Ürün seçimi genelde kendi kullandığım ürünlerden ya da basın ürünü olarak gelen ürünlerden oluşuyor. Genellikle popüler ürünleri tanıtmaktan hoşlanmıyorum.
İlk başlarda ürün tanıtımı konusunda kendi duygularımla yorumladığımı ve objektif olamadığımı düşünüyorum. Fakat insanın belirli bir konuda bilgisi arttıkça, daha objektif olabiliyor sanırım. Son 6-7 aydır ürünleri daha bilinçli inceliyor ve yayınlıyorum. Çevremdeki bir çok arkadaşım yayınlarımı takip ediyor ve yazdıklarımın onanması ve beğendiğim ürünün alınıp, bana teşekkür edilmesi beni en çok mutlu eden şey.

6- Ürünlerini tanıttığın firmalar herhangi dönüş yapıyor mu sana?

Neredeyse hepsi bir şekilde dönüş yapıyor. Dönüş illa yazılı olarak olmuyor, mesela bazı firmaların ürünlerini sevmeyip, allayıp pullayıp yayın yapmadığım için ürün gönderimini kestiler, bu da benim için bir dönüş. Fakat bir çok firma da yorumlarımı değerlendirip bana mail ya da telefon yoluyla ulaştılar. Yazılarımın iyi ya da kötü önemsendiğini görmek beni mutlu ediyor.

7- Severek takip ettiğin bloglar var mı? Ve kimdir bunlar?

Yayınlarını asla kaçırmadığım bir kaç blog;
http://seregonsworld.blogspot.com 
http://www.kermitalemlerde.com
http://www.drebru.com 
http://www.kitcheninred.com bunlardan sadece bir kaçı. Sıkı bir blog takipçisiyim diyebilirim.

8- Blogun kendince 5 kelime ile nasıl tanımlarsın?

Bu çok zor oldu.( : )) İnsanın kendini veya kendinden bir şeyleri yorumlaması çok zor. Basit tasarımlı, çok yönlü, kullanışlılık açısından sıkıntılı, kimine göre sıkıcı olabilecek bir blog bence.

9- Son olarak genel olarak bir toplama yaparsak, senin blogunun hakkında görüşlerini alabilir miyiz? İler ki hedefleriniz nelerdir? Mamontenka'yı ilerde ne gibi yerlere taşımak istiyorsunuz. Bloggerlara, bu yazıyı okuyan, belki de bende blog açabilirim diyen insanlara tavsiyen nedir?

En başında olmadığı gibi, şu anda da bir hedefim yok. Rahatlamak için, kendim ve okumayı sevenler için yazmayı seviyorum ve bu yüzden ileride kendimi görmek istediğim çok yüksek basamaklar yok. Yıllar sonra da her durumda tarafsız olabilmek, bloğuma zaman ayırabilmek ve yazmaktan sıkılmamak en büyük hedefim diyebilirim.

Blog açmak isteyenlere tavsiyem, kısa sürece binlerce takipçi kazanmak ve basın ürünü almak için açıyorlarsa biraz daha düşünsünler. Hiç bir şey, hele de böyle basit şeyler altın değerindeki zamanımızdan daha önemli değil. Bunu yapacak herkesin karşılık beklemeden, kendi için yapmalı ve zevk almalı diye düşünüyorum. Geri kalanı sadece işin kaymağı.

Özenli hazırlanmış bu röportaj için Ruhsuz Atmaca’ya kocaman teşekkürler!
Bu içten cevaplar için bir kez daha teşekkür ederim, daha fazlası için göz atın... Haydi Mamontenka ulaşalım...

Blogspot 

Facebook 

Twitter

 İnstagram 

Bloglovin