Büyümek ve güzel bir hayat kurmak; küçükken aşk farklı yaşanıyordu tabi; mahallenin ya da sınıfın en güzel kızı bizim için hep cazip gelirdi. Bilmiyorum ama o hayallerdeki saflık her zaman güzeldi. O zaman neden büyümeyi istedi ki bu yargısız bedenler...
Bugün komik bir yazı yazmayı planlıyordum ama malumiyet ve mahrumiyet belli şeyleri engelledi, biraz da olsa çocukluğa dönmek için; uzun süredir yazmadığım 90'larda Çocuk Olmak ( 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 ) serisine bir bölüm katayım, hem de geçmişe biraz dönemli yat edelim dedim. Bugün yazımda aslında çocukken oynamak için kullandığımız eğlence/oyun araçlarından bahsedecem, hadi bakalım:
1- Sanal Bebek
Sanal bebek bir dönemin en popüler oyuncaklarından biriydi, kimimize analığı öğretti, kimimize babalığı. Hani bugünkü aslında telefon oyunlarının atası olmuş gibi bir şey diyebilirim. Yumurtadan ölüme kadar giden sanal bebeğimizi; yedirdiğimiz, içirdiğimiz, iğne yaptığımız bebeğimiz ile çokça ebeveyn bağlantısı kurmamıza yaramıştır. O dönem hatırlarım sanal bebeklerde birer bağımlılık tehlikesi olarak görülüyordu. Bağımlılık noktasında en büyük korku bebeğin ölmesiydi diye söyleyebilirim. Ben bugünkü "Konuşan Kedi Tom" uygulamasının sanal bebek tabanlı olduğunu düşünüyorum.
Bebeğim, yavrum her şeyim... |
2- Gameboy/Atari
Bir dönemin boş vakit öldürücü aracıydı gameboy. Pixellerden yapılmış araba yarışımı dersin, uzun çubuğun gelmesi için sinirden beklediğimiz tetris oyunları mı dersin bizim için ciddi zaman öldürme araçlarıydı. Hatta daha sonra bunun kasetlisini ve renkli ekranlısını ürettiler orda da hatırlarım atari deki Gol 3 oyunu vardı hani şu balık şutu falan çektiğimiz fantastik oyun. Gameboy o dönemin cidden ucuz ve vazgeçilmez araçlarındandı.
O uzun çubuk gelecek... |
Kol bozuktu... |
Genellikle yaza girildiği zaman oynan ve kızlı-erkekli yaptığımız oyun türünün aracıydı, su tabancası. Mezun olacağımız zaman sınıfın bütünleştiği, vedaların zor geleceği dönem o birliğin kazanıldığı zaman ortak bir oyunun adıydı su oyunları. Ne bilelim o zaman küresel ısınma var, su sıkıntısı var; pazardan ya da 1 milyoncudan alınan tabancanın doldur deposuna suyu sık arkadaşlara. Bir de küçük balonlara su koyup yapılan türü var ama o da güzel fakat sonuçları su tabancası ile olandan kötüydü. Günümüzde de bu tip bir eğlence organizasyonları düzenleniyor ama geçmişin yerini tutmuyor be kardeşim.
Islanın, ıslatın... |
Belki de bizim çocukluğumuzun en önemli özelliğiydi fakirlik. Çünkü öyle hemen anadan babadan para alamıyordun. Belki de mahalle kültürünün getirdiği en büyük özellik buydu. Paraya ihtiyacın olduğunda bunu bir takım emek karşılığında alabiliyordun. O devirde de mahallede takılma olayı çok olduğu için bizim erkek insanlarının top oynama ihtiyacı vardı ve top cidden çok pahalıydı. 7 kişi bir danaya girebiliyor ama biz mahallede 7 kişi bir topa giremiyorduk. O zamanlarda işte top yapmak için iş eğitimi derslerinin verdiği bilgi ve pratiklerle gazeteleri, kağıtları top yaparak koli bandı ile yapıştırarak kendimizce top yapardık. Fakirliğin gözü kör olsun ama yaratıcılığı bol olsun...
Bugün böyle hatırlatıcı güzel bir yazı yazmak en iyisiydi; zamanla güncelliceğim bir yazı olacağını düşünüyorum, fikirleriniz, geçmişte yaptıklarınız varsa yorum yapmaktan çekinmeyin, umarım biraz da olsa keyif veren bir yazı olmuştur.
Sevgiyle Kalın...
küçükken en büyük zevkimdi atariyi babamla oynamak, böyle yorgun, sinirli, tahammülsüz olmadığı zamanlar gelip o da oynardı, pek bi severdim o zamanları.
YanıtlaSila biz su tabancası yerine direkt şişelerin kapaklarını deler öyle oynardık :)
ama bir kız çocuğu olarak en güzeli çamurdan pasta yapmaktı, bir de çiçek yapraklarıyla falan süslerdim onları, ağaç yapraklarının içini çamurla doldurup sarma bile sarardık :))
Atari çok can bir aletti lanet olsun bilgisayarların yayılımına :) Şişe olayını bizde yapardık ama işte o zamanlar bir milyoncular dönemi olduğu için ortaklaşa tabanca alıp oynardık. Bak çamurdan harikalar olayını unutmuşum, ablamla çok yapardık. :)) Ağaç dallarından küçük küçük hayvanlar yapardık, tam tanımlayamadım ama yapardık :))
SilAh be kardeşim,belki de oğlum demeliyim.Beni öyle bir geriye götürdün ki acı şeyleri hatırlamaya sabitlenmiş hafızam her şeyi dün yaşamış gibi hatırlattı bana.Rahmetli oğlumun bütün heveslendiği,fakat babası diyaliz hastası olduğu için gerçekleştiremediğimiz bazı istekleri içimde uktedir.78 doğumluydu,o kadar az zamanı olduğunu bilseydim,kenarda köşede ne varsa satar alırdım.Zira 98 de öldü.Bir de uzunca içi boş bir naylon hortumun ucuna ,sertçe bir kağıttan yaptığı külahı üfleyerek her yerimize isabet ettirir,ya da terastan çeşitli yönlere çok güzel fırlatırdı.Bir gün arkadaşlarından mımçıka(yanlış yazıyor olabilirim) diye bir şey almış ve bayağı da mutlu olmuştu. Ben hala onun ne olduğunu ,neden o kadar neşelendiğini merak ederim.Üzmek için yazmadım,ama bana iyi geldi o günlere dönmek.Zira her tersliğe,geçim sıkıntısına rağmen gerçekten mutluyduk.Paylaşım için teşekkürler.Ece ablanız,belki de teyzeniz.Sevgilerimle oğlum.
YanıtlaSilÖncelikle oğlunuz için Allah rahmet eylesin, toprağı bol mekanı cennet olsun, Ece Abla. Aslında geçmişteki çocukluğu anlamlı yapan anlamsız olan şeylere verilen değerlerdi, herhalde bugünden ayrılan fark budur. Çünkü çok saçma şeyler için çok saçma çabalar harcadığımı bilirdim. Birde o zamanı anlamlı klan imakansızlıktı. Ama işte yaratıcılık burda devreye giriyordu. Umarım üzmemişimdir sizi; mınçıka gençlik döneminin asi gençliğin birazda güç aracıydı. Bunun dışında değerli yorumunuz için teşekkür ederim :)
SilSanal bebek hakkında çok söz söyleyebilirim fakat öldüğünde çok ağladığımla yetineceğim. Onun dışında bizim evdeki atarinin tabancası hep bozuktu yahu. Yenisini alırdık ağlaya zırlaya o da birkaç gün içinde bozulurdu. Sorun bizde miydi yoksa herkesin ki mi öyleydi bilemiyorum. Çok güzel günlerdi keşke geri dönüp biraz daha yaşasak. :)
YanıtlaSilHaha bence sanal bebek olayını biraz daha açabiliriz. Ya da sen bunu bir yazı ile açabilirsin. :) Atarinin tabancası genel olarak herkeste bozuktu çok kullandığımı oynadığımı hatırlamıyorum. :)
SilAmin kardeşim.Allah razı olsun.Yok öyle yoğun bir üzüntü değil, bir geriye bakış o kadar.Geçmişle yaşanmaz.Hatta hoşuma gitti,O günlere ufak da olsa bir yolculuk yaptım.Mutlu ve huzurlu günler dileklerimle.Cevap için teşekkürler.Ece ablan:)Milenka'cığıma da buradan selam.
YanıtlaSilTamamdır o zaman geçmiş olayı aynı fala inanma ama falsız kalma olayı gibi bir şey olması güzel ama saplanması kötü. :)
SilŞu sanal bebeği okula giderken bile bıraķamazdım ölür diye :)
YanıtlaSilO zaman sende sanal bebeklere çocuğu muamelesi yapanlardansın :))
SilYa ama ben sanal bebeği o kadar çok özlüyorum ki ilkokulda derste yazı yazarken uyutur kalemliğimin içine koyardım :))
YanıtlaSilOvvv senin olayda güzelmiş, anne şefkati küçüklükten başlamış :)
SilGazeteden top yapmadım ama digerlerini dibine kadar kullandım, gameboyu çok kaybetmişligim var ama. Her seferinde yenisi alındı ama hevesim kaçtı. Atariyi hala özlüyorum ben ya. Kaset almama gerek yoktu, kuzenimden otlanıyordum. Sonra onu da bozdum. Elime ne geçtiyse haşatı çıkmış şimdi fark ettim.
YanıtlaSilSende bir vahşilik varmış desene. :))
SilVahşilik mi n'alaka ya?
SilHem şimdi kimin atarisi gameboyu vs. duruyor ki? Hepsi ya bozulmuş ya kırılmış ya uçurumdan filan yuvarlanmış vs vs olmuştur :p
Millet atari alamazken sen bozma eylemi içersindeymişsin. Değerini bilenler için duruyorlardır bahane üretmeyelim :) Bende çoğu var ama işte bir atari onuda durumu kötü olan birine vermiştik :)
Silhepsini yaptım, hepsini.
YanıtlaSilAllah ım o atarili günler ne de güzeldi öyle :(
Bakayım sırf nostalji yapmak için atari alıcam :) Kasetler duruyor zaten :)
SilKuzenlerimle atari turnuvası yapardık. Şimdi sabahlara kadar bilgisayar oynayan çocuklar gibi gece saat ona kadar -küçüklüğün en geç saati:)- bi oyunu bitirmeye çalışırdık.
YanıtlaSilSanal bebekle başa çıkamayan bi benmişim herhalde :')
Atari turnuvası, bizde arada yapardık ama genelde ataride hep bir kol bozuk olduğu için çok fazla yapabildiğimiz bir şey değild :)
Silbenim ne sanal bebeğim oldu ne atarim nede tetrisim. bildiğin fakirdik la biz :D (ciddiyim)
YanıtlaSilParantez içindeki uyarıyı ciddiye alıyorum o yüzden dalgaya vurmayacam olayı, bende zor bir süreç sonunda babamlarla bisiklet aldırmayıp atari aldırmıştım. :) Ama öyle pahalı bir şey değildi yaw :)
SilBizde topu olan çocuğa uzaydan gelmiş muamelesi yapılırdı. Atarisi olan görsek ne yapardık bilemiyorum. Ama geriye bakınca özlüyor insan. Şimdi kolayca ulaşabiliyorsun bi çok şeye ama tadi, yüklediliğin bi duygu yok.
Silİmkansızlığın ve ulaşamamanın verdiği bir haz vardı o zaman. Belki işte lüksün olmaması bunu belirliyordu, şimdi çokça israf edebiliyoruz ama işte o zaman sırf bir hediye için karnemizi iyi getirmeye çalışırdık belki çocukluğu anlamlı kılan buydu, ne diyeyim :)
SilBenim hiiççç sanal bebeğim olmadı biliyor musun abiii :(
YanıtlaSilAma en sevdiğim atari 'ydi sanırım!!! :))
Sanal bebek çok psikopatça bir şeydi zaten iyi olmuş, sen ki milyader senin nasıl sanal bebeğin olmadı :)
Silaaa iştee o zamanlar biz hep fakirdik böyle şeyler alamazdık :))
SilVayyy sen o zaman sanal bebeği bulamazken şimdi sanal bebek zinciri kurarsın; ama ben o zaman sanal bebek alırken yarın ne yiyeceğimi düşünür oldum, tebrik ediyorum. :)
Sileee boşuna dememişler ne oldum değil ne olacağım demeli diye :)
Silehehehe (:
Ama şimdi şöyle bir şey yapabilirsin geçmişini hatırlayarak bana bir burs bulabilirsin :))) Şu fakire bir sadaka :)
Silvallaa olsa neden olmasın ama zavallı ben kendine bile burs bulamamış biriyim :))
Silvakıflara falan başvurmadın mı?
Ohohoh o zaman nasıl olacak ki? yine fakir kalan ben oldum. Vakıfları kaçırdım aslında. :)
SilHadii yaa fakültenin bursları yok mu?
SilVarda onlara başvurmadım bölümdeki evraklarla ilgili sıkıntılar olduğu için, ne bileyim birde onu ihtiyacı olanlar alsın; ben biraz daha vakıf tarzı şeylere bakıyorum hani yol paramı çıkarsın gerisini bir şekilde hallederim zaten :)
SilŞimdi ben çok üzüldüm ama...yol parası ne kadar tutuyor kardeş?kampanya yapalım bloglar arası ne dersin? Ayrıca o sanal bebeklerden benim de hiç olmadı:(((Ama atarim vardı.çok oynamaktan gözümün önünde bloglar uçuşurdu😊Kampanya konusunda ciddi oldugumu tekrar belirtmek isterim...
SilTeşekkür ederim ya o çok kötü bir şey olur, ama seneye kendim artık başlatacam yine de sağolun. Ben biraz espirisine yaklaşıyorum, ama tabi ki bir vakıf bulabilirsem almak isterim burs ama kampanya biraz şimdilik kalsın.:) Sanal bebek olmasın zaten atariniz olduysa gerisi tefferuat.
SilNe güzel yıllardı... Gazeteden top ve sanal bebek harici hepsine bulaşmışlığım var. Özellikle tetris konusu, bizim evin en büyük gündem sorunlarındandı. Çünkü hep tartışma yaşanırdı, kim oynayacak diye. Bu yaz, Beşiktaş pazarında nostaljik oyuncaklar satan bir tezgaha rastladık, hemen aldım 5 tl ye. Şimdi rağbet görmediğinden çok ucuz. Babama gönderdik, çok sevinmiş :)
YanıtlaSilBir de su savaşına parantez açmasam olmaz. Sahi yaa! Su savaşlarının mezuniyet ile direk bir ilişkisi vardı di mi :S Biz su tabancası detayına girmeden, daha doğal yöntemlerle (çeşme başında ellerle taşıyarak ya da direk bir kova vasıtasıyla :P) savaşırdık. Zaten çok sıcak bir bölgede yaşadığımızdan, savaş değil de barış maksatlı olurdu neticesi.
Sabah sabah gülümsettiniz. Teşekkürler ;)
Gazeteden top, erkek icadı bir oyundu ama sanal bebeğe bulaşmamanız kötü olmuş :))) Bende geçen baktım tetris alacaktım ama atari fikrim var bakayım bulursam alıcam. :)
SilSavaş kelimesi o kadar olumsuzlaştı ki artık tabi ki su eğlencesi demem gerekirdi aslında buna. :) Kovaylada yapardık ama hani en son hatırladığımdan koydum o başlığı, bir milyoncular bizi kovalardan kurtarmıştı :)
Doksanlara son yıllardan yetişmis olarak o sanal bebek bizim sınıfta herkeste vardı neredeyse hepsi onunla oynarlardı:)
YanıtlaSilÇocukluk güzel ama geri dönemiyorsun gelip hızlıca geçti işte
Hayatın en hızlı geçen dönemi çocukluk sanki bir gün gibi. Sanal bebek bir dönemi en kült aracıydı. Almak için nice arkadaşlarımın çalıştığını bilirim -bu çalışma işte harçlık karşılığı küçük işler-
Silçok eğlenceli bir yazı olmuş :) cocukluguma döndüm resmen sokakta yakar top,sek sek oynardık :) atari de marıo oynarken hep yanardım hic prensesı kurtaramdım ama ördek vurma oyununda oldukça başarılı biriydim :D
YanıtlaSilHahaha teşekkür ederim, çocukluk önemli. :) Ayrıca prensi de biz mi kurtaracaz hep çokta eksiklik değil :)
SilSanal Bebeği unutmuşum, nasıl unuturum! :D Benim hiç sanal bebeğim olmadı, hatta herkesin elinde görüp ne olduğunu bir türlü çözemediğimi hatırlıyorum. Öyle yetim gibi bakıyordum milletin eline :D Atari adaptörünün kaset yuvasına az bozuk para atmadım.. İçinde çıkardığı ses çok hoşuma gidiyordu :D
YanıtlaSilHaha sanal bebek benimde çok sonra çok ilginç bir şekilde elime geçti ama çok feci bağımlılık yapan bir şeydi. :)))
SilResmen acılarım depreşti. Sanal bebeği ne çok istemiştim ama benim hiç olmadı :( hala içimde ukte kaldı valla sanal bebek istiyoooommm :'(
YanıtlaSilBak internetten alışveriş ediyorsan rahat bulursun olmadı, antikacı tarzı ya da eskici tarzı yerlerde bulursun, işportacılarda da olabilir. :) Onun dışında neskici.com var ordan atari oyunlarını oynaya bilirsin gel ki atarinin zevkini vermez olsun. :))
SilInternette de aradım ama bulamadım be ruhsuz :(
SilBu arada neskici'ye bayıldımm! Çok teşekkürler :)
SilSınavlardan sonra bakarım bulursam link atarım sipariş edersin. :) Onun dışında bulunduğun yerde araştır bi yaw bulunur illaki. Neskici iyidir boş vakit dostu :))
Sil