Bir Garip "Aşk" İncelemesi

İnsanların aşk ikilemi farklıdır, her insan farklı evrenin, farklı yaşamın bir ürünüdür. Kendi içinde bir dünyası vardır ve bu dünya ne sana benzer, ne de başkasına. Zaten ona birey, kişi unvanını veren de budur. Dünya da 8 milyara yakın insan olmasına rağmen bir tanesinin bile birbirine benzediğini ya da bir tanesinin aynı şeyi yaptığını, yaşadığını göremezsiniz. "Tıpatıp ... aynısı" denen cümleler sadece mecazi şeylerdir, bu işin mizahını oluşturur.

Aşık olmak her zaman güzeldir. Çünkü o güne kadar hissetmediğin şeyleri hissedersin. Onu görünce; kan basıncın yükselir, ayakların titrer, mantık sıfırın altına iner ve etraftaki şeyler siyaha bürünür ve çerçevede sadece o vardır. Artık hayatı anlamlandıran bir şey vardır. Bir yaşama sebebidir, onun varolması için artık savaşmak zorundasındır.

En soğuk kar tanesi, en derin mutsuzluk abidesi, umudumu yerle bir ediyordu.

Düşünmek ve düşlemek kaplar her bir yanını, her anında, her açında onu düşünürsün, onu düşlersin. Düşünürken özlersin, yanında olmasını istersin, seni anlamasını, senin olmasını istersin. Göremediğin her saniye özlemin daha da artar, zamanla boğulmaya başlarsın. Böyle bir anlamsızlığı vardır, aşkın... Aşk, siyahla beyazın birleştirir, iyiyle kötüyü dost eder. Sendeki kara bulutları, sevdiğin insanın getirdiği beyaz bulutlar yok eder. Sana kaybettiğin yaşama sevincini yeniden kazandırır.

En parlak gün, eriyen kar, umutsuzluğu kırıyordu...

Peki aşık olan insanın ruh hali nasıldır? 
Tam olarak teknik bilgim olmamakla beraber; bir insanın beynini bir işlemci olarak düşünürsek, insan aşık olmadan önce genellikle günlük rutin işlerinde bu işlemcinin %50'sini kullanır. Belli zorluk dönemlerinde ise bu oran %70-75 çıkar. Fakat aşık olduktan sonra bu oran değişir. O kadar yoğun ve bunaltıcı bir zihin evrenine girer ki, işlemcisinin %50-60'ını sadece sevdiğine ayırır. Bundan dolayıdır ki insan beyni aşık olduğu dönem çok kasar, ağır işler... Her ne yaparsa yapsın, her ne düşünürse düşünsün, illaki "o" kelimesi bu yaptıklarının arasına girer. Her işlenen veriye onu da katarak ilerler.

Nefret ve aşk gibi dünya ikiye bölünüyordu, bu ölümcül aşk başından beri zehir gibiydi. Işık ve karanlık gibi

Aşk insan zihnini bu denli yoran, fakat bir o kadarda yaşama sevinici katan bir durumdur.Sevmek zor zanaat, sevene saygı duymak gerek. Bir insan her zaman aşık olabilir fakat önemli olan bunun doğruluğunun olmasıdır. Tanımak sürecini iyi tamamlarsa ilerisi için iyi ilişki kurabilir. Bir çok insan doğruyu bulmadan önce yalan rüzgarların etkisi altına kalmıştır...

The Rasmus- October-April Ft. Anette Olzon