İlerlemek çok iyi bir şey fakat ilerlemenin bir topluma öğretilmesi ve ilerlerken bütün olarak ilerleme belki de onu en önemli ve başarıya ulaştıran unsur olabilir. Ona bir değer bir denge katabilir. Toplumun elitleri ilerlerken, geri kalanının cahil kalması sadece geri kalanları yozlaştırır.
Baktığımız zaman gelecekte insanların belki de oturdukları yerden hayatını sürdürdükleri pek mümkün olabilecek, hatta el, ayak, göz gibi günümüzde insan için olmazsa olmaz uzuvlarına gerek bile kalmayacak. Belki de üretilecek bir cihaz düşünceni okuyarak o işlevleri sana yaptıracak. Düşünce gücü ve telapati wauv...
Gelişen ama bir o kadar tembelleşen dünya... |
Japonlar:
-Hiç kimse yapamıyorsa ben yapmalıyım.
Türkler:
Hiç kimse yapamıyorsa ben nasıl yapayım.
Hani ne alakası varsa demeyin cidden var. Böyleyiz ve şu son zamanlardaki gelişlerimin, icatların, üretilenlerin hayatımıza girmesiyle artık daha bir tembellik aldı bizi. Televizyonun icadından beri süre gelen bir olay aslında bu. Radyo varken insanlar daha etken bireylerdir. Radyo başında oturur konuşur tartışırlardı. Televizyonlar geldi mertlik bozuldu tabi. (Bknz...) Özellikle de diziler, çünkü benimsenen politika "İzlet-Uyut". Hele şuanda da dokunmatikleşen zihinlere ne demek gerek bilemiyorum.
Bu konuyla ilgili Cartoon Network kanalında yayınlanan "The Amazing World of Gumball Games" çizgi filminde güzel bir eleştiri getirildi. Çizgi filmi daha öncede tavsiye etmiştim. (Bknz...) Bu konuyla ilgili bir bölümü izleyebilirsiniz... Televizyon kumandası ile ilgili çıkan bir sorun sonrası, ana karakterlerimizden Gumbal Watterson, televizyonun yanına gidip, üzerindeki tuştan kapatma girişimi, tamda bugün anlatmak istediğimi yansıtan bir sahne...
Bu bölümde yapılan eleştiriden yola çıkarak aslında bizimde ne derece bu tembellikte olduğumuzu görmemiz gerek. Evet gelişiyoruz ama tembelleştiriyoruz vücutları, tembelleştiriyoruz zihinleri, artık "nasıl iyisini yapabilirim" düşüncesinden çok yapanların yaptıklarıyla yetiniyoruz...
İtiraf: akşam yağmurdan dolayı tv çalışmadı. Evde derin sessizlik. Öyle ki, rahatsız edeci boyutta neredeyse. (tabi burada rahatsızlık, gerilimi arttırması, özel olan)
YanıtlaSilİtiraftan sonra demem o ki, alışmışız. Yalan yok. Televizyon izlemeye de, o televizyonu oturduğumuz yerden karıştırmaya da.. Şöyle ki, gidip televizyonun yanına kanal değiştirilmez ama kayıp kumanda deliler gibi saatlerce aranabilir. :D
Oww aslında bir fırsat doğmuş iletişim için fakat değerlendirememişiz. Benim ailemde de aynı durum söz konusu, birçok ailede de, hatta bu günümüz çocuklarının aileden kopma sözüm ona Avrupai yaşam dediğimiz ama pekte anlamsız bir yaşam tarzına kayıyor.
SilBelki ben biraz uzağım o tarihe ama babaannemler, babamların dönemlerinde çok farklıymış soba dediğimiz şey günümüzde uzaklaşılan bir kültür aslında- insanları bütünleştirirmiş, konuştururmuş derleştirirmiş. Yorumunuz çok güzel cidden, sorunun farkındasınız siz düzeltmeye çalışın derim. Çok teşekkür ederim varolun :)))
Soba, bana uzak olan bir şey değil. :) Bundan 3 belki 2 sene evvel hayatımızda idi.
SilEtrafında toplaşıp ısınmak başkadır. Üstünde pişen ekmeğin tadı hele bambaşkadır.
Ne güzel ya, sobanın yeri farklıdır, bunun gibi birçok örnek var aslında. Ne bilim kettle gelmeden önce çaydanlık, belki dem alsın diye o sıra yapılan sohbetler vardı, şimdi ise koy malzemesini 5 dk olsun :)))
SilÜzerinde kaynayıp, iyice rengini alan ve her daim içmeye hazır ıhlamura ne demeli peki... :)
SilSoba gittiğinden beri ıhlamur içmez olduk.
O zaman bu yazı vesilesi ile bu tür etkinliklere başlama zamanıdır, derim :)
Silİnsanların tembelliği için geliştilmişler ya da insanlar teknolojiyle tembelleşmişler...
YanıtlaSilMesela eskiden yürürlerken araba, mektup - mesaj, radyo-televizyon, buluşmalar-görüntülü konuşma gibi..
Nerde bunun samimiyeti sosyalliği kendim içinde söylüyorum bunu bi kaçını yapmasamda bu böyle. .
Gittikçe tembelleşen her şeyin hazır gelmesini bekleyen bi toplumuz teknolojiyi geliştirmektense yenisinin ne zaman geleceğini takip ediyoruz..
İşte senin bu yazılarını da ben çok seviyorum :)
Kalrmine sağlık :)
İşte bende senin yorumlarını seviyorum diyerek başlıyayım bari. Yaw şu anda yaratılan dünyaya ancak sosyalleşen asosyal dünya diyorum. Amaç sosyalleşme değil, sadece tükettirmek, düşündürmemek, düşletmemek. Artık insanlar düşünmüyor bile, hayal bile etmiyor. Aslında bu yazıyı yazmama sebep olan yakın zaman 16-17 yaşlarında tanıdığım birinin ailesinin ona telefon almamasını söylememesiydi. Ailesine gidip elini öpmek istedim izin vermedi. Ama çocuktaki enerji, saydığım unsurlar vardı. Benle konuşurken yüzündeki enerjiyi gördüm, eğer telefonu olsa suratıma bakmaz, öyle konuşurdu.
SilKaldı ki telefon telefon diyoruz, bir deprem oldu, yerin dibinde bile çekiyoruz diyen telefonlar pert oldu. Bilmiyorum, gelişmesek mi o zaman daha iyiydik sanki... :)))
Japonlar ve Türkler arasındaki fark oldukça doğru :)
YanıtlaSilEn acısı da ne biliyor musun?
Tembelleştiğimin farkında olmama ve bunu değiştirmem gerektiğini bilmeme rağmen yapamıyorum :(
Aynı durum bende de var, ama yenmeye çalışıyorum. Tembellik insan pek bir şey katmıyor olanı da alıyor, sende yenmeye çalış :)))
Silgumbaalll bütün bölümlerini izlemişimdir
YanıtlaSilçook güzel değil miii :D
Oww ne diyon sen, Gumball, Adventure Time, Regular Show efsane yaw :)))
Sil