Giriş
Birazdan yazılanlar sadece gerçek hayatta varmış gibi kurgulanmış ama gerçek hayatla alakası olmayan ve hiçbir insanın gerçek hayatta, gerçek bir şekilde yaşamayacağı, ironik ve son derece saçma bir konunun yazısı olacak, okurken hayal kurun çünkü gerçek hayatta böyle şeyler yok, bu yazı hayallere sesleniyor...Hayaller
Güzel bir boğaz manzarası önünde, yanmış mumların aydınlattığı masanın etrafında, konuklarımın gelmesiyle birlikte biraz sonra başlayacak olan entel akşam yemeğinin keyfiyle yüzüme bulaşmış olan anlamsız entel gülümsemesi beni o kadar mesut ediyor ki, ah mesudum vah mesudum.Konuklardan kimisi şaraplarını yudumlarken, kimisi de dini vecibelerinden dolayı, dudaklarını şalgam suyuna daldırmış keyif çatıyorlar. Belli zengin sofrası ve belli zengin insanlar keyif alıyorlar bu zengin vecibesinden. Ecnebi hayatın istemsiz hali, herkes örnek örnek bakıyor bana, "ulen ne erkek keşke benim olsa." Anam gözleriyle yiyorlar...
Bende bendeki yılların verdiği okumuşluğun, kalem tutmuşluğun, kalem yalamışlığın, gecelere kadar vize senin final benim çalışmışlığın, tahta önünde bilmem kaç kişiye sunum yapmışlığın, ücretsiz yaz stajları yapmışlığın kısacası falan filanların (eğitim hayatımın gözler önüne serme cümlesi bu!) verdiği bedbahtlıkla giriyorum konuklarımla deniz manzaralı mum ambiyanslı gecenin girizgahına...
"Adorno Adorno, ah Adorno keşke görse şu güzel gecenin hikmetini baksa da görse, Marx mı tabi canım, o bizim emmü oğlu, geçen gelmiş bana: "Abi ne yapcaz şu işçi sınıfını".Ulen tutturmuş bi işçi sınıfı, işçi sınıfı nedir, nedir senin derdin? Koçum bana hayal satma al eline limon, elma onu sat! Ama ne azar kaymışım, baktım sonra gitmiş "manifesto" yazmış yazmışta ne olum. Konuklar bu cümleleri duyunca bir kahkaha bir tebrikler, eee ne de olsa paran varsa hayal satmazın, ne satacağını söylemem...
Bu söylediklerim yadırgamaktan değil, yargılamaktan... (Foto: Birdman filminden) |
Hayatlar
Yağmurlu bir günün akşamı, cebindeki üç kuruşu yola harcamış bir genç, parası yetmemiş yürümek zorunda kalmış. Üst baş pert eve ulaşmış, bir de ne görsün elektrikçi amcalar, akşam sobanın yanında mum ışığı fantezisi yapsın diye kesmişler. Neyi elektriği, aaa elektriği mi kesmişler. Evine girmiş genç, üst baş çıkarılıp bir kenara konmuş sonra "gelecek önemli", diyerekten almış mumunu oturmuş sıcak sobanın yanına başlamış geleceğinin belirleyecek işlerin telaşına.Adorno'ya sormuş yarın ne yazmalıyım? O, "Yanlış hayat doğru yaşanmaz!" diyerek başlamış sözlerine. Marx gitmiş o da: "Dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir." demiş. Yani yarını değil, yarın bir gün gelecek çok... Kısacası yaptıkların hayalcilik, ne yapabilirsin ki yanlış yaşadığın hayallerin içinde. Genç neyse geçmiş üniversitesini başarıyla, eee sonra ne olacak iş bulması lazım. Sonra ondan ne mi istemişler? Biliyorsunuz, o yüzden söylemiyorum. O da bir nevi diploma çünkü. (Tanıdık merkezli.)
Şimdi düşünmemiz gerek hayal kurarken neye göre?, kime göre? Çünkü bir insanın bir hayali gerçekleştirmesinde en büyük öngörü hayatın sana sunduğu parçaların doğru bir şekilde yerinde ve zamanında birleşmesidir. Eğer onlar birleşmezse sen istersen, dört dil bil, 5 üniversite bitir nafile kağıt toplarsın, son olarak bu söylediklerim yadırgamaktan değil, yargılamaktan...
Sevgiyle Kalın...
Hayaller başka Hayatlar başka telden çalıyor Genede bazen hayal kurmak güzeldir Hayal kurmakta parayla değil ya gerçi bu zamanlarda oda parayla olu galiba ...Çok güzel ve anlamlı bir yazı olmuş emeğine yüreğine sağlık Atmaca ....
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim çok güzel bir yorum yaptınız. Artık yaşayışın ucu bir değer ifade ediyor. Belki de ilerde dünyaya gelmekte bir ücret karşılığı olacak.
Silentel gülümsemesi nası oluyo karşimm :D
YanıtlaSilYazıyla bile tanımlayamayacak bir gülümseme, olmadığım için tanımlayamıyorum, "not found" :))
SilHayal kurmak bizi gerçeklikten uzaklaştırmaz aksine gerçeğe yaklaştırabilir de. Hani bir hayal kurduktan sonra dudağımızın kenarında ufak bir gülümseme belirir. Sonra dersin ki neden olmasın?
YanıtlaSilBu güzeldir. Sonra zaten olmaz o hayal çünkü hayaller hayatlar farklıdır. Hep bir eksiklik hep bir yalnızlık. Yalnızlığımızı yüzümüze vuruyor hayaller yine de iyi ki varlar. Hayal umut ise hayalide biz kuruyorsak biz umuduz. Umut biziz.
Aslında sıkıntı neden olmasındır, değil mi? Çünkü var olan bütün yaşayışını belki olmayacak şeye kurgulamaktır. Hani hayaller olmasın, yok olsun diyemem ama bir hayal kurarken çoğu insan onun gerçekleşeceği üzerine tezler düşünüyor, fakat berlirleyici olan tek şey doğru zaman ve doğru yerdir bunu bilmek gerekir. Teşekkür ederim güzel yorumun için :)
SilKurduğumuz hayallerin yarısı gerçekleşse sanki dünya daha iyi bir yer olur gibi geldi bana :) yazıyı okurken entel gülümsemesi geldi gözümün önüne farklı modellerde :D
YanıtlaSil8 ya da 7 milyar artık kaç kişi varsa dünyada hepsinin hayali gerçekleşse dünyada ne olur bilinmez, küçük dünya büyük hayallere yer vermiyor. :) Entel gülümsemesi, cakalı, kafasız bir gülümseme işte :)
SilHayallerimizi yaşadığımız hayat belirliyor, ben çocukken kurduğum hayallerimi istiyorum, sade, basit komik, daha olabilir hayallerimi, bir arkadaşım şöyle demişti, kurduğun hayal bile fakir :) kaleminize sağlık..
YanıtlaSilFakirin hayali fakir ama anlamlı, bende de aynı durum olmuştu hatırlarım; yatımız, arabamız, katımız olsun derlerdi, bana bir daire yeter derdim :)) Teşekkür ederim. :)
SilDaha iki gün önce aceleden sınav okumadan not veren, bütünlemeye bıraktığı öğrencilerden sınavı geçirmek için fotoğraf isteyen bir öğretim görevlisi duydum.
YanıtlaSilDoğru parçaları doğru zamanda birleştirmek de ne? Parçalar elindeyken öylece kalakalıyor insan... Üzülüyorum sevgili ruhsuz atmaca.
Hayaller de olmasa üzüntüden gideceğiz :')
Bu konuda şunu söyliyeyim bu ülkenin eğitim sisteminin sadece bir yansıması o. Eğitimciliği sadece "Ovv abi maşı 3500TL imiş" diye düşünen, öğrencileri ile empati kurmayan bir ton insan. Bu genel bir yara ama onlarında suçu değil. Ama haklarınız var kağıdınızdan eminseniz şikayet edin. Başkasının kağıtları değerlendirmesini isteyin. Tabi çok bir şey değişmiyor ama.
SilHayaller temel üzüntü kaynağı bakma, sadece üzüntülerin ertelenme sebebi.
Ben değilim bu öğrenci. O zamanları atlattım şükürler olsun. Şimdi bir üst zorluk seviyesindeyim galiba. Görevim 3500tl maaşla sözde eğitimcilik yapanlara şaşırmak ve aynı zamanda içimdeki bir öğretme isteğini kaybetmeden çabalamak.
SilHayaller, üzüntü kaynağı olsa da iyi ki varlar...
Anladım, ama böyle bir tavsiye yapabilirsin ona. İçindeki öğretmen isteğinin bunları gördükten sonra katlanarak artması gerekir, eğer meydanı bunlara bırakırsan gelecek karanlık olur bence yılmadan çalışarak, al bunların elinden görevi. :)
SilHayal konusunda başka seçenek olsa iyi olurdu, insanların hayallere bağlanması kötü. :)
Atmaca..Yalnız değilsin demek istiyorum sadece.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilHayal, hayaldir fikrimce. Önünde, ortasında, sağında, solunda bir sıfat almadan… Diyoruz ya kime göre, neye göre? Bu da öyle. Benim hayalimin belki bir somun ekmek fazlası başkasında, diğerinde ise bir Paris çayından hallicedir. Ne kadar hayallerle yaşanmaz gerektiğini düşünsem de bilirim ki hayaller insanı canlı tutar. Her adımının bir anlam taşıdığı, istenilene bir adım yaklaşıldığını simgeler. Yani bir anlam verme olayı… O ya da bu şekilde buradayız ve bir şekilde kostümümüzü çıkaracağımız günü bekliyoruz. Üstüne bazen oturmayan, bol ya da dar gelen hayatlar içinde “varım ya da var olmak istiyorum” bayrağını taşıma gayretinde hayal denen zatla tanışıyoruz. Elinde portakal dilimleriyle televizyon kanalları arasında dolaşarak hayal kırıklığına uğramanın çıkardığı faturayı ödemek güç haliyle. Kurmak bedava diye bol keseden de harcanmamalı bence.
YanıtlaSilBir üst yorumda belirttiğim gibi hayaller gerçek hayattaki üzüntülerin ertelmesidir. Kaldı ki şu yalan dünya da hep bizden daha kötüsüne bakarak halimize şükretmemiz (bunun kötü olduğunu savunmuyorum, ya da kötülemiyorum, yanlış anlaşılmasın.) bile bir hayalcilik. 40 sene gece gündüz çalışıp yaşlılığının hayalini kurarak imar edilen bu hayatta hayalcilik ciddi karmaşa.
SilAyrıca sende son cümlende de hislere tercüman olarak bir hayal kazandınız :))
Bedava hayal kurunca cepten yemiş olmuyoruz değil mi? :)
SilBizden daha kötüsüne bakıp şükretme olayını ben gerçekten kötü buluyorum. Hatta bencilce bir davranış olarak görüyorum. Başkasının acısının büyüklüğünden haz duymak gibi bir şeye bile varabiliyor sonu.
Hep ileride rahatlık için kurulan hayallerimizi de bir gün gerçekleşme tarihi geçmiş konserve düşlerimizin arasına koyacağız.
Ayrıca "Giriş" demişsin. "Hayatlar" ı "Sonuç" olarak algılayabilir miyiz?:)
Bedava hayal kurunca tabi ki cepten yiyoruz en azından öyle oluyor herhalde çünkü her hayal bir senaryodur. Yani önce fikir olur sonra bu fikire göre bir konu, mekan, oyuncu, önerme, hikaye, çatışma, diyaloglar vs. bulmak gerekir. Basit görülen bir şey değil, en basitinden zihin yorulur, ve bunun bunamaya kadar yolu olur, kısaca beyin israfı. :))
SilVe açığı yakaldın ortak, Giriş-Gelişme-Sonuç ama sonuç hayaller her kırıklık ve kırılganlık bende sonuç :)) Mutlulukları girişlerde saklamak gerek, çünkü mutluluk denen şey düşünülmeyen şeylerdir, biraz mantığa oturan her şey kırılganlıktır. :)
Senaryoda bile hata yaparım diye yeltenmiyor olabilirim şu hayal denen zat-ı muhtereme :)
SilSon cümlen çok yüklü oldu. Biraz ağzımda çiğnemem gerek.
Ya çok fazla anlam yüklersin girme o zata zaten anlam verdikçe değeri artıyor kendini bir zat-ı muhterem sanıyor :))
SilKendisini de pek sevmem. İsabet olmuş :)
SilHahaaha değil mi? :)
SilYanlış hayat doğru yaşanmaz..
YanıtlaSilBu sebeple ki hayal kurmayı seviyor insan dimi. her ne kadar hayatın gerçekleri yüzüne çarpsa da vazgeçmiyor..
yine hoş yazı yazdın Ruhsuz atmaca :)
Aynen yanlış olduğunu bildiğinden vesselam. Ya işte cinnette hayatın gerçek yüzü diyelim kimisi bunu eylemde gösteriyor, kimisi de sessizce. Çok teşekkür ederim. :)
Sil