Çoğu yazımda eleştiri konum olmuştur, "teknolojinin gelişimi ve bununla beraber gelen edilgen toplumlar". Teknik anlamda pozitif adımlar atılsa da bunu kanıksayamayan kitleler o adımların araçları olmuş, yaptıkları sadece yürümesini sağlamaktan başka bir şey olamamıştır. Kendisini bir adım ileriye götürecek araç olarak gördüğü teknoloji onu daha da geriye götürmüş, yeni ufuklar açması gerekirken olanla yetinmeye hapsetmiş onu. Tabi bunlardan bahsederken hep göndermelerim internet ve onun oluşumunu sağlayan araçlar olmuştur.
Peki, internet bizi edilgen duruma sokan tek araç mıdır? Tabi ki de değil. İnternet yani bilişim teknolojisi yayılmadan önce elimizde başka araçlar vardı. İhtiyaçlarımızı karşılayan, günümüzü dolduran, çoğu kezde beynimizi öldüren bir araç. Bunun adı televizyon'du. Global Köy yazımda belirttiğim insanları etken durumdan edilgen duruma sokan, elinde olanla yetinmesini emreden yani kısacası insanları uyutan bir araç.
Televizyonla birlikte kardeş gibi büyüyen sinema ve radyo gibi araçlar her ne kadar insanları etken bir şekilde tutmaya çalışsa da albenilerinin bir noktada bitmesi yüzünden, insanlar kendi sınırlarını zorlamayan, her şeyi kolay yoldan elde etme isteği yüzünden televizyonu onlara tercih etti. (Eee sonuçta televizyon son gelen çocuktu ve son gelenler her zaman sevilir.) "Bir şeyin yapılmışı varken yeniden yapmak, aptallıktır!" düşüncesi hakimdi zihinlerde.
Yapılanla yetinmek ilk başta kolaya kaçmak olsa da zamanla ihtiyaç olmaya başladı. Çünkü insanlar düşünmeyi unutmuştu artık. Düşünmeyi unutması yaratıcılığını köreltti. Beyninin %75-80'ini yaratıma, bilgiye, uğraşıya, araştırmaya kullanması gerekirken, yaratımı yapılmış, doğruluğu bilinmeyen ama kendisi gibi güvendiği televizyon abisinin söylediği bilgilerle yetindi. Bu %75-80'lik alanları televizyon abisinin gösterdikleri ile doldurdu.
Sonuç olarak baktığımızda, gelecek nesiller yaratıcılık anlamında giderek körelmeye başladı. Sadece gençlik demek buna saçma olur. Bir takım gelişimin sağlanamabilmesi için toplumun her tabakasının katılımı gerekli, ortada bir malzeme var ve bu malzemeden bir şekil çıkabilmesi için insanların tepkilerinin alınması gerekir. Herkesin katılımı ile bir şeyler oluşabilir ancak. Ama günümüz çağına baktığımızda bireyler düşünme işini çok hafife aldıkları için bir takım yaratımların köreldiğini görüyoruz. Teknik anlamda ilerlemeler insan belleğinin gerilemesine neden oluyor. Tabi bunu yapan o tabi ki de insanın kendisi oluyor. Üretilen şeyi insanlık yararına kullanmak varken, kendi yararına kullanmak sadece kendisine getiri getiriyor. Bunun sonucunda da insan bir sürekli üreten geliştiren yani "amaç" olmaktan çok sürekli tüketen, olduğuyla yetinen, düşünmeyen bir "araç" oluyor.
Oyun Kanalıma Abone Olabilirsiniz!
Youtube Kanalına Abone Olun!
Atmacagiller
Ruhsuz Atmaca 12. Yılında
Ruhsuz Atmaca 12 Yaşında
Yaş almış blogger olarak; emeklilik de bloggerlığa takılanlar olarak bir dernek kurma amacım zamanla oluşmaya başladı. Her ne kadar burayı ...
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.