İnsanın ait olduğu yer, doğup büyüdüğü yer onun vatanıdır. Çünkü onu orada var eden nedenler vardır. İnsanın yaşamla ilişkisi süreçlerden ibarettir. Belli bir zaman geçmelidir ki kendisini oraya ve oradakilere anlatabilsin.
Yaşamda kiracı yaşayan her insan birlik olabilme konusunda sorun yaşamıştır. Hep sağdan sola gitmiş, devamlılığı olmayan ilişkilerin kurbanı olmuştur. Yeni yeni insanlar tanımıştır ama sürekli değiştirilen konumundan ötürü bunun bir değeri kalmamıştır. Hep yeni bir sayfa açmış ve başlamıştır hikayesini; fakat tam öteki sayfaya geçtiğinde daha hikayeyi bitirmeden yenisine başlamıştır.
İnsan yaşadığı yerin yerlisi olması, onun orada uzun süredir yaşamasından ibarettir. Oranın her türlü olayını bilir ve yaşanan bir durumda olaya karşı alacağı cephenin ne olacağını bilir. Bir nevi yaşadığı yerin yerlisi = İnsan sarrafı...
Bu her insana nasip olan bir durum değildir. Bazıları sürüklenmek zorundadır bazıları ise takılı kalmak, oranın demirbaşı olmak zorundadır. Adı söylendiği zaman ilk akla gelen kişi olmalıdır. Tabi yeri geldiğinde bundan şikayet edebilir. Çünkü mahalleye taşınan her yabancı, belli bir zaman sonra görevini yapıp yeni hikayelere adım atabilir. Bu da yerli üzebilir ve onun gibi istemesine yol açabilir. Yabancıda da tam tersi.
İnsanın ait olduğu yer, doğup büyüdüğü yer onun vatanıdır. |
Yerli bazen huysuz da olur. Zamanın ona verdiği bir takım içe kapanıklık, asosyallik onu yeni gelen yabancılara karşı, bir ırkçı tepki vermesine neden olabilir. Onlara: " Ne işiniz var burda, burası bize ait" gibi tepkiler vermesine neden olabilir.
Her yabancı, yerlinin yol arkadaşıdır. Gelirler giderler, giderken bir şey bırakırlar. Yabancıda bunları biriktirerek yaşam hikayesini oluşturur. Yoksa hikayesi sadece boş bir sayfadan ibaret olacaktır...
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.