Hayatta bazı şeyler bir ritim
oluşturma veya bir şeye kendimizi adapte etme arzusuyla doğar. Bir olay
karşısında kendimizi uzaklaştırmak isterken yada olaya hazırlarken o aracı
kullanırız. Ama aslıdan kullandığımız araçlar elde etme yollarından biri veya
birileridir. Bir yere gidilecektir, gidilecek yere birden fazla ulaşım yolu
vardır. Bizde hangi yolu iyi biliyorsak o yolu seçeriz.
Başta ritim duygusundan
bahsetmiştim. İnsanlar duygusal anılarını canlandırmak için
resim,müzik,fotoğraf,film gibi araçları kullanırlar. Bu araçlarla ruhunun
derinliklerine inerler. Baktığımız zaman aslında hepsi birbirinin içindedir ama
bunları tek tek ya da birlikte kullanırlar.
Buna şöyle de diyebiliriz. Bir bütünün parçası ya da ayrı bütünler. Biraz açıklayacak olursak:
Buna şöyle de diyebiliriz. Bir bütünün parçası ya da ayrı bütünler. Biraz açıklayacak olursak:
Resim,Fotoğraf: Dondurulmuş görüntülerdir. Bazı kaynaklar da daha iyi anlaşılsın diye ışıkla boyama tarzı şeyler yazar ama konum gereği ben algıladığım şekliyle dondurulmuş an yada görüntü olarak tanımlamayı tercih ettim.Fotoğrafa "o an" denir ya o misal.
Baktığınız zaman o dondurulmuş
nesneler bazen öyle ahenklidir ki en mutsuz insan baktı mı gülümser. Belki kötü
giden bir şey iyi olarak gider. Ya da iyi olarak giden bir şey kötü bir duruma
dönüşür. Ama sonucunda bir değiştirme dönüştürme var.Bunun sonucunda durağandan
hareketliye,hareketliden durağana bir ritim oluşur.
Müzik: Daha çok psikolojik bir dürtüdür. İnsanı moda sokar. Kaosun ortasında iken kurtuluşun tek reçetesidir belki de. Günümüzde pop kültürünü saymazsak pek çok müzik dalının bir amacı ve bu amaca yönelik bir ritmi vardır. Bazı kişiler müziğin gücüne o kadar inanır ki ders çalışırken bile müzik dinlerler. Müziğin bir diğer işlevi de sözlerden çok bir şarkıda ensturmanların ritmine kendimizi kaptırdığımız zaman oluşan hayali karakter. İşte orda ki saf ve yenilmez karakter bizizdir. Her şeyden üstün bir korkusuz imparator. İnsan müziğin ritmine göre karakterlerini belirler ve konusu o ritmin üzerine kurar. Burada insanı harekete geçiren bir unsurdur. Onu bir konuya,temaya adapte eder. Bazende jilet attırır.(O ayrı...)
Sinema: Aslında toplam unsurdur. Bütün öğelerin tek çatı altında toplanmasıdır. Aslında her birinden "azar azar" demek yanlış olmaz herhalde. Çünkü sinema fotoğraf ,müziği bir araç olarak kullanır. Onların kardeşliği gösteren unsurdur. Ritmi müziği göre belirlenen sahneler,olaylar vardır. Fotoğrafta sinemayı oluşturduğunu düşünürsek bir kardeşlik köprüsü görürüz.
Ama bunların hepsi insanın bir şeyleri adapte etme arzusuyla orataya çıkmış unsurlar diyebiliriz. Tabi ki diğer unsurlarda var ama bu yazımda sadece onların ritmik bir şekilde oluşturdukları ahengi hatırlatmak istedim. Ritmi oluşturan farklı öğelerdir.En önemlisi de insanın ihtiyacından doğan,doğal bir unsurdur.Sonuç olarak bunlara daha çok şeyi de etkileye biliriz. Ama yazıyı izlediğim bir filmden,dinlediğim bir müzikten, baktığım bir fotoğraftan yola çıkarak yazdım. Üçünün de hissettirdikleri ortak hisle yazmaya çalıştım.Çünkü yarattıkları ritim ortaktı. Farklı yolla aynı anlatım diyebilirim. Yoksa ritim deyince akla ilk gelen danstır. Ama şunu diyebilirim ki ne yaparsak yada neyi yaparsak hepsinin yapmak istediğimizin bir aracı olduğunu unutmamalıyız.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.