18.07.2012

Yaz-Çiz-Karala

Yazıyı yazmaya karar verdiğimde aslında kafamda bir başlık vardı. Zaten başlık olmasa yazıyı nasıl yazıcaz.Yazıyı yazmaya başladıkça fikirler değişti. O başlığı bu yazıya koysam "Ne alaka" demek yanlış olmazdı.Yazmadan önceki planımdan şaşmamla da alakalı olabilir.Genelde ilk önce yazıyı yazın sonra,yazdığınızı okuyun, en sonunda ona göre başlık atın derlerdi hocalarımız. O müthiş kompozisyon sınavlarında.

Bu sınavlar genelde hocanın sınav yapmama isteğinden doğan, "olsun bitsin" sınav şekillerinden biridir. Zaten öğretmenlerin çoğunun öğretmen olduğu halde okutmayı,eğitmeyi sevmeyenleri vardır. (İstisnalar hariç) Bunlar genelde antipatik ama çoğu öğrenci tarafından sevilen kişilerdi. Çünkü kimseyi bırakmaz hak etse de hak etmese de "Aman ne uğraşacam. Seneye başıma dert olacak" düşüncesindeydiler.

Öğretmenler kendi düşünceme göre kompozisyon sınavlarına karar verirken, bütün bir sene müfredattan anlattığı konuları bir kenara bırakarak, "kim uğraşacak soru hazırla, cevap kağıdı falan,sınavı yap,kağıtları oku vs." uğraşmaktansa "tek soru, tek cevap yöntemi daha uygun olurdu. Öğrenciler zaten dünden razıdır. "Sınav basit olsa da geçsek kurtulsak.."düşüncesindedirler. Hoca öğrencilerin gözünde bu basit sınavla kredisini artırırdı. Ne de "olsa ezber yok, bilgi yok".
Sınavın puanlaması da insanı cezp ederdi. Hoca "sınav kompozisyon olacak" dediğinde genellik tembel öğrencilerin sevinçleri (genellikle çakalca olur) ve "ulan bundan da geçtik" tarzı konuşmalarına şahit olurduk. Hocaya:

-Hocam puanlama nasıl olacak? diye sorulduğu da hocanın gülümsemesi ve sıraladığı o kriterlerde ilginçti elbet.
-Başlık 20 puan, giriş-gelişme-sonuç 50 puan,yazının genel durumu tırt puan ve en can alıcısı "yazının güzelliği", "..." puan şeklinde sayardı.
Yazının güzelli ne alakadır zaten çözemediğim konudur.Çözmek mümkün değil. Sanki hayatta herkes çok güzel yazıyormuş da garezi var sınavda kötü yazıyormuş gibi durum ortaya çıkardı. "Hoca okumadığına yüksek veriyor" düşünülebilir belki. Zaten erkek öğrencilerin geneli ister çalışkan olsun, ister tembel olsun hep kötü yazarlar. Nadiren iyi yazanlar çıkardı. Onlarda iyi kompozisyon yazamazdı. Sınıfta erkekler o kadar kötü kompozisyonlar yazarlardı ki o çocuk "güzel yazı" kontejyanından  iyi puan alırdı.

Sınav pek çalışılacak bir sınav olmadığı için herkes rahattır tabi.
-Herkesin geçtim bitti anasını...şeklinde pişkin tavırları vardı. Bu ve bunun gibi düşüncelere de hak vermek lazım! Millet olarak genel de herkese yukarıdan, bakarız için!(Kendimizi bir şey sandığımızdan.) Elin gavuru Türkiye ye ayak bastığında 10 binlerle karşılarız. Adam parayı alır biz sadece onu yüceltiriz. (Bizim en kötü özelliklerimizden biridir herhalde) Tabi anlatmak istediğim bu değil ama bunları yapan bizsek, basit şeyleri hafife alanda bizizdir elbet... Kompozisyon sınavı "ha tamam ya giriş-gelişme-sonuç", "yazamıyon mu oğlum" diye diyaloglara dönüşür. Çocuk başlığı da atıyo sallasa bir şeyler,moda girdikten sonra tamam onu kimse tutamaz.

Nitekim ki sınav günü gelir. Herkes rahat "ben-sen-o-biz-siz onlar" ,"gir bir uzun havadan onu biraz harmanla evir çevir" dönüştür tamamdır al sana kompozisyon. Sınav  sonunda herkes bir şeyler yazar iyi yada kötü. Başlıklar atılır, anlamlı ya da anlamsız bir şekilde. Tabi bu dediklerim hoca eğer belirli sınırlamalar yapmıyorsa ya da belirli bir konu vermiyorsa.

Eğer bir konu varsa o zaman işte zor olurdu. Çok kitap okumayan,facebook,twitter,msn(msn popülaritesini kaybetti ama) da fink atan.Matematiği iddaa kuponları üzerinden çalışan nesil olduğumuz için. Türkçesini orada burada geliştiren bir topluma doğru gittiğimizi düşünürsek konu sınırlaması zor olur. Sınırlamanın getirdiği zorluk öğretmenin,bir şey yazamayan öğrencilerde kredisini düşürür. Ve "hoca vatan hainidir".

-Ben,sen,o diyenler sınav sonunda ben,sen,o olurlar. Sonuç olarak hoca amacına ulaşır. Kağıtları zaten yarım yamalak okuyacaktır. Neden ise basittir. Hoca 15 tane sınıfa giriyor tek tek kompozisyonları okumasa, değerlendirmesi ancak notları bir sonraki sınıfın karnesine yetişir.Genelde diğer sınavlardan yüksek not alanlar ya da hocayla iyi diyaloğu olanlar bu sınavda yüksek not alırlar fark eden bir şey olmaz. İtiraz etmeye kalksan  çocuğun diğer sınavlardan ne aldığı belli, dersle de ilgili gibi o yüzden mantıklı gelmez. Tembellerin durumu da sonuçta "tembel" dir. Her şey normal karşılanır. Düşük alanlar ne kadar iyi yazsa da "boş"tur.

Sınav gelir geçer. Klişeler yıkılmaz. Çalışkan istediği notu ya da istediğine yakın notu alır. Bizim garibanlar hani "ben-sen bizim" oğlanlarda "geçtik ya yeter"le avutur kendini. Benim burada dikkat çekmek istediğim bir nokta da şu böyle göreceli bir şeyin "neden kurallar şeklinde yada puanlama şeklinde" olmasıdır. Çünkü yazılan her şey görecelidir. Sana göre kötü olabilir ama bana göre iyi olabilir. Bu da sınav olamaz. Uygulama olarak güzel bir şey ama sınav tanımı içerisinde olmayacağı düşüncesindeyim. "Sınav" dediğimiz terim "bilgiyi ölçmek,test etme"gibi bir şey.

Kompozisyon sınavlarında belki konuya göre bir bilgi olabilir ama anlık bunun olması zor. Araştırma sonucu görüşünü yansıtırsın. Çünkü bu sınav şeklinde öğretilen bir şey derecelendirmesi ya da yeterliliğini ölçmüyorsun. Eğitim-öğretimde sınav bütün sene öğretirsin sonra öğrettiklerini karşındaki "anlamış mı? anlamamış mı?" görürsün. Bu da aynı iletişim sürecine benzer.

İletişim Modeli
Temel iletişim modeli

Öğretmen iletişimi başlatır(anlattığı konular) öğrenci de görsel ve işitsel olarak alır ve sonra bunu sınav da geri bildirim olarak verir. Yani yeterliliğini,ilgisini,bilgisini gösterir. Bu da bilgi değerlendirmedir. Bir konu karşısında ki yorumu değerlendirmek değil bence.
Öğrencinin verdiğin bir konu,kavrama göre bilgisini ölçüyorsun ve kendince değerlendiriyorsun. Bunu değerlendiren kişinin tek bir öğretmen olması  da saçma. Onun memnuniyetine kaldık. Verdiği konu ayrılık diyelim. Biri romantik bir şeyle ilgili yazar. Diğeri bulutların birbirinden ayrılması gibi saçma konu yazar. Hoca romantik konulardan hoşlanıyorsa ona daha pozitif bakar,diğer ne kadar ilginçse o kadar not alır. Yarışmacı nesiller yetiştirdiğimiz için bu şekilde saçma(bana göre) notlandırmada şekilleri de normaldir herhalde...

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorum Kuralları
*Lütfen yalnızca yazı ile ilgili yorumlar yazın.
*Yazının konusu dışında iletmek veya sormak istediğiniz bir şey varsa İletişim Formunu kullanın.

Reklam